28. BÖLÜM

1.7K 89 8
                                    



Hep nefs çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsem;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hep nefs çıkar karşıma, ölüp ölüp dirilsem;

İnsandan kaçmak kolay; kendimden kaçabilsem...

Necip Fazıl Kısakürek.

Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumlar dilerim..

Giyindiğim beyaz gömleğin son düğmesini de ilikleyip aynada kendime solgun gözlerle yüzüme baktım, hastalığın etkisi hala daha üzerimde dolaştığından kendimi yorgun hissediyordum, gözlerimin altı bunu kanıtlar nitelikte çökmüş, kararmaya yüz tutmuştu.

Elime aldığım tarakla acık kahverengi saçlarımı tarayıp özgür bıraktım, kolumu kaldırmaya halim yokken onlara şekil vermekle uğraşamayacaktım. Ayaklarımı yere sürte sürte banyodan çıkıp odaya girdim. Ali her zamanki gibi hazırlanmış beni bekliyordu, odaya girmemle bakışları kısa bir an üzerimde dolaşıp biçimli kaşlarını çattı.

Sağ elini kaldırıp üzerimi işaret ederek erkeksi sesiyle konuştu.

"O üzerindekilerle üşümeyecek misin.?" Bakışlarım üzerime düştüğünde gömleğin biraz ince olduğunu fark ettim, başımı kaldırıp yüzüme düşen saç tutamını kulağımın  arkasına sıkıştırdım bakışlarımın onun üzerinde dolanırken hemen hemen aynı şeyleri giyindiğimi fark ettim tek fark benim gömleğim beyaz onunki siyahtı.

"Bana diyene bak sende aynılarını giyinmişsin." Sesim hala pürüzlü çıkıyordu lakin bunu pek umursamıyordum ,hayat devam ediyordu sonuçta. Oturduğu koltuktan kalkıp ağır adımlar atarak karşımda durup sağ elini pantolonun cebine koydu, bu haliyle ne kadar karizmatik durduğunun farkında mıydı acaba?

"ben üşümem ama sen üşürsün hala tam olarak iyileşmedin." Başımı kaldırıp ona baktım, o ise başını eğerek bana bakıyordu. Bir gün ona bakarken boynum tutulacak diye korkuyordum.

"Kabanımı giyineceğim bir şey olmaz." Diye konuştum sakince, gözleri omuzlarımda dans edip yüzüme dökülen saç tutamlarında dolaştı bir müddet, birden kaşlarını çatarak bana bakmasıyla anlam vermeyerek ona baktım.

Bakışlarını benden ayırıp odanın içinde gezdirip bir yerde sabitledi gözlerini istediğini bulmuşçasına. Ayaklarını oraya yönlendirip şifonyerin üzerinde duran saç tokamı alıp arkama geçerek saçlarımı bol bir şekilde toplayıp  ensemin üzerinde bağladı.

"Bu saçlar toplu duracak pedalizam." Kaşlarım kendiliğinden çatılırken anlamayan bakışlarımı ona çevirip baktım, başını omuzuma koymuş burnunu saç diplerime dayamış gözleri kapalı duruyordu.

"Nedenmiş o." Diye sordum anlamayarak, burnunu saçlarıma sürtüp kulağıma fısıldadı.

"Çünkü saçların yüzünü kapatıyor ve ben o güzel yüzünü göremiyorum o zaman." Sertçe yutkunup ona bakmaya devam ettim, başını hafif oynatsa burunlarımız birbirine değecek kadar yakındık şuan, bu yakınlık beynimi bertaraf ediyordu.

AHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin