42. BÖLÜM

1.8K 84 18
                                    

Uçmak için kuş olmak gerekmiyor, küçük sevinçler olsun yeter.

Cemal Süreya.

Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim. Herkese hayırlı ramazanlar dilerim.

 Herkese hayırlı ramazanlar dilerim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ali Karabey'in anlatımından

Gökyüzünden düşen her yağmur damlası bir bir üzerimize düşüyordu. Yuvası yıkılmış, kanadı kırılmış bir kuş gibi kalmıştım kucağımdaki sevdiğim kadımla, oysaki o benim kanadımdı kanadı kırık kuş olmak zordur, acı çekersin, uçamazsın.

Acı çekiyordum kollarımın arasında hareketsizce yatan güzeller güzelime titreyen gözlerimle baktım. Dizlerimin üzerine düşüp, soğuktan mı yoksa korkudan mı bilmem titreyen ellerimi kaldırıp usulca dokundum kıyamadığım yüzüne.

"Güzelim." Sesimdeki çaresizlik sinsi bir ok gibi kalbime saplanıyor ama öldürmüyordu. Boğazıma oturan taş nefes almama izin vermezken, nefesim kollarım arasında öylece yatıyordu. Titreyen elimi usulca saçlarına kaydırıp sırılsıklam olmuş saçlarına dokundum korkarak.

"Uyan hadi." Gözümden düşen yaş onun bakmaya doyamadığım yüzüne düştüğünde acı bir şekilde yutkundum. Beynim işlevini yitirmiş gibiydi, ne düşüne biliyordum nede herhangi bir şey yapabiliyordum. Yersiz, mülksüz kalmışım gibi hissediyordum.

Yüzünü ellerimin arasına alıp alnına alınımı yasladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzünü ellerimin arasına alıp alnına alınımı yasladım. Hıçkırıklarım boşlukta yankılanırken ona zamanında gidememiş olmak beni öldürüyordu. Sertçe yutkunup alnımı alnından ayırıp saçlarına derin bir buse kondurdum. Düştüğüm çamurlu yoldan kalkıp sıkıca sardım ona kollarımın arasında, başı cansız bir şekilde omuzuma yaslı duruyordu.

"Dayan lütfen, kurtaracağım sizi." Olabildiğince hızlı adımlarla nereye gittiğini bile bilmeden yolda koşar adımlarla ilerledim.

İlerleyen her saniye benden onu ayırıyordu, onu ve bebeğimizi. Ben daha baba olmanın sevincini yaşayamadan onu kaybetmenin korkusunu iliklerime kadar yaşıyordum.

Umutla etrafıma bakarak koşar adımlarla ilerliyordum, birisi çıkarda yardım eder diye ama kimse yoktu, Bu dağın başında bir Allah'ın kulu yoktu. Sızlayan yarlarım her attığım adımda kendisini daha çok belli ediyordu lakin ben bunu umursamıyordum. Canım yanıyor ama yaralarımdan dolayı değil kollarımın arasında canız bir şekilde yatan sevdiğim için.

AHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin