17.BÖLÜM

2.1K 135 16
                                    

İçim ağlıyor mutlu değilim bahar bir türlü gelmiyor

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İçim ağlıyor mutlu değilim 
bahar bir türlü gelmiyor.
(Cahit Zarifoğlu)

Keyifli okumalar dilerim oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen..

Benim bu narin kalbimi hızlandıran tek erkek, dokunuşuyla vücudumu alev aldıran erkek aynı zamanda küçük bir sözüyle beni yok eden erkekti. Zamanı geldiğinde gitmemi söyleyen bu adamın neden üzerimdeki etkisi gün geçtikçe artıyordu.? Neden kalbim onun için sızlıyordu.? oysaki hiç kimse gerçeği duymuyor, görmüyordu kalbin ne dediğini kimse umursamıyordu. Kalbimi ona acarsam annesi gittiği zaman geçirdiğimiz o güzel anıları üzülerek hatırlamak zorunda kalacaktık, bu kötülüğü yapmak istemiyordu, ne ona ne de kendime.

Yavaşça yataktan kalkıp banyoya girdim uyuşuk adımlarla, üzgünüm sana kalbimi açamadığım için üzgünüm toprak gözlü güzel adam, belki beni anlamıyorsun, belki de ben seni anlamıyorum bilmiyorum tek bildiğim pişman olmamak.

Banyodaki işlerimi halledip banyodan çıktığımda onu yatakta otururken gördüm, bakışları bakışlarımla keşişince utanarak başka yöne çevirdim, dolabın kapağını açıp içerisinden siyah bir pantolon ve beyaz bir kazak çıkartıp tekrar banyoya girdim, onunla göz göze gelmekten kaçıyordum resmen.

Pantolonu ve kazağı giyinip saçlarımı salık bırakarak banyodan  çıktım, başımı kaldırıp usulca ona baktım, dalgın bir şekilde dışarıya bakıyordu bir yandan da saatini takmaya çalışıyordu, başını çevirip bana baktığında gözlerindeki o hüzün beni öldürmüştü, dudaklarımı bir birine bastırıp başımı önüme eğdim.

Yavaş adımlarla  yanıma gelip sağ elimi avuçlarının içine aldı, dokunuşlarından dolayı çoktan yanaklarım kızarmaya başlamıştı bile.

''Eline krem sürmeliyiz.'2 Diye konuştu tok sesiyle, elimi yavaşça elinden almak istediğimde buna engel olarak elimi daha sıkı tuttu.

''A.. acımıyor pek.'' Dedim zar zor kekeleyerek, Ali elimi bırakıp beni arkamdaki koltuğa oturtup banyoya yöneldi.

''İz kalır sürelim yine de.'' Başımla onu onaylayıp sessizce bekledim, banyodan aldığı kremle yanıma oturdu, elimi dizinin üzerine koyup kremi sürerken bana hiç bakmayışı kalbimi sızlatmıştı, cevap vermeyerek onu kırmıştım ve ne yazık ki elimden bir şey gelmiyordu, işini bitirdikten sonra yavaşça yerinden kakıp kenardaki siyah ceketini aldı.

''Ben annenle şu ilaç konusunu konuşacağım sen salona in.'' Başımla yavaşça onu onaylayıp odadan çıkışını izledim, derin bir nefes alıp içimdeki sıkıntının gitmesini umarak oturduğum yerden dolaptan siyah kabanımı ve siyah çantamı alıp telefonumu çantanın içerisine koyup ayrıldım odadan.

Merdivenlerden yavaşça inerken Ali yanımda olmadığı sürece bu insanlardan içten içe çekindiğimi fark ettim. Salona girdiğimde herkes sessizce kahvaltısını yapıyordu, masada ölüm sessizliği vardı. Kabanımı ve çantamı kenara bırakıp usulca masaya oturdum.

AHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin