23. BÖLÜM

1.8K 97 22
                                    

Yapayalnız yürür bu çağın insanı.
Çünkü birlikte yürüyecek kadar
Güvenmiyor kimse birbirine. 

NURİ PAKDİL

Keyifli okumalar dilerim, hatalarım varsa kusur bakmayın keyifli okumlar dilerim pedalizalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Keyifli okumalar dilerim, hatalarım varsa kusur bakmayın keyifli okumlar dilerim pedalizalar.


Üzerimde dolaşan bakışlar ruhumla beraber bedenimi de rahatsız ediyordu, ben ısrarla gözlerimi saklayıp başımı eğsem de hissediyordum yüzümde dolaşan hüzün dolmuş o gözleri. İnsanı hüzünle yakan, acıyla kavuran o bakışlar beni bu evde istemediğini bas bas bağırarak söyleyen o adamın gözlerinde olduğu gibi ruhu da hüzünle kaplıydı. Sevdiğini kaybedecek olmanın gerçeği ile yüzleşmenin hüznü ve acısı.

Başımı cesur bir savaşçı gibi olmasa da kaldırıp bana bakan gözlere baktım. Ağladığı için kızaran, uykusuzluktan moraran göz altları acısını ele veriyordu. Benim ona bakışımla Selim bey yüzündeki donuk ifadeyi silmek istese de silemeden baktı mavilerime.  Bir şey anlatmak istercesine, çaresizliğini görmemi istercesine.

Annem hakkında söylemedikleri gerçeklerimi ağır gelmişti kalbine. Zamanı ertelediklerini düşünüyorlardı ama ben annem hakkında bilmediklerimi öğrenmek istiyordum, babamın nefretinin nedenini bilmek istiyordum. Zamanı geldiğinde öğreneceksin deseler de zamanın daraldığını akrebin yelkovanı hızla kovaladığını fark edemiyorduk maalesef.

Elinde tuttuğu çatalı masanın üzerine koyup elini sıkıca yumruk yaptı. Gözlerim gözlerine tırmandı usulca, gözlerinde öfke vardı anlatmak istediğini anlamadığımız için bize öfkeleniyordu, yada bana.  Bu masada derdi olan kişi bendim bana anlatmak istiyordu ama ben anlamıyordum. Hüznün gölgesinde kalmış gözlerini anlatmak istediği şeyi.

Merdivenlerden ağır ağır inen Araf beye takıldı gözlerim omuzları denizde batmış bir gemi gibi çökmüş, başını önüne eğerek indi merdivenleri, bu sabah herkesin gözleri bir şey anlatmak istiyordu.

"Baba balkona gelir misin.?" Dokunsak ağlayacak gibi olan sesiyle zar zor konuşmuştu. Selim bey yerinden kalkıp balona yöneldi çökmüş omuzlarıyla, acı dört bir yandan kaplamıştı kalbimizi. Araf bey ağır adımlarla balkona çıkıp kapıyı sertçe kapattı, herkesin bakışları bolkona kaydı aynı açıyı hissetmişçesine.

Yanımdaki hareketlilikle bakışlarım Ali'ye kaydı, abisinin yanına gitmişti. Önüme dönüp acıyla yutkundum güne bu kadar kötü başlamak hiç adil değildi, güne Ayşe hanımın evin içinde yankılanan öksürük ve kusma sesiyle başlamak hiç adil değildi.

İçimde tuttuğum nefesi ürkekçe dışarıyla bıraktım, korkuyordu insan bıraktığı nefes son nefesi olmasından korkuyordu. Asiye babaanne Buğlem'i alıp üst kata çıkmasıyla Hüma sanki bunu bekliyormuşçasına omuzlarını düşürüp gözyaşlarını serbest bıraktı. Sessizce döküldü inçe taneleri, acıya karışıp bir bir aktılar sessiz sualsiz. Yavaşça yerimden kalkıp yanına gidip sıkıca sarıldım ona. Güçlü olmaya çalışsa da içindeki küçük kız çocuğu annesi onu bırakıp gedecek diye korkuyordu, tıpkı Ali'nin koktuğu gibi.

AHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin