Güzel insanlar biriktirin,nasılsın yerine yüreğin iyimi diye sorsunlar.
Cahit ZarifoğluKeyifli okumalar dilerim....
Gözlerim benden bağımsız bir şeklide açılırken gözlerimle buluşan güneş ışığıyla tekrar kapatmak zorunda kaldım. Bir günü daha ölmeden yaşamıştık iyisi veya kötüsüyle, acılarla harmanlanmış ruhum yeni güne hazır mıydı peki.? Hiç sanmıyorum. Bir kuytu köşeye çekilip oradan olan biteni izleyesim var sessizce, sakince, kimsesizce, tek başıma daima olduğu gibi.
Odanın içinde yankılanan ayak sesleriyle gözlerim açılacak gibi oluyordu ama son onda vazgeçip tekrar kapanıyordular. Bedenimi zorda olsa yataktan ayırıp doğrulduğumda gözlerimi kısarak odada gezdirdiğimde Ali'nin çoktan kalktığını fark ettim, her zaman benden önce uyanıyordu. Sol elimle birbirine girerek zafer kazanan saçlarımın izin verdiği kadarıyla başımı kaşıyarak yataktan kalkıp uyuşuk adımlarla banyoya ilerledim. Kapıyı sert bir şekilde açıp banyoya girecekken kapının bir şeye sert bir şekilde çarpmasıyla durdum.
"Ah başım.!" Ali'nin sesi banyoda yankılanmasıyla kısık gözlerimi büyüterek kapının aralıklı yerinden içeriye girdim. Ali acı çektiği her halinden belli olan bir şekilde yere çömelmiş eliyle alnını tutuyordu, benim banyoya girmemle gözlerini bana çevirdi.
Parmaklarına bulaşan kanı görmemle gözlerimi büyüterek önüne çömeldim, sol elimi elinin üzerine koyup elini alnından uzaklaştırmaya çalıştım.
"Başın kanıyor." Dedim panik içinde.
"Kimin yüzünden acaba sabah sabah başımı yardın." Sesi o kadar erkeksi çıkmıştı ki biran ürpermiştim, gözlerimi onun toprak rengi gözlerimden kaçırıp bakacak başka bir yer aradım, ama aradığım o yeri ne yazık ki bulamadım.
"Özür dilerim fark etmedim." Sesim istem dışı üzgün çıkmıştı, benim yüzümden canı yanmıştı. Ali elinin üzerindeki elimi kendi eliyle birlikte indirip dizinin üzerine koydu.
"Hmmm öylemi oldu." Sesindeki hafif alaycı tınıyı fark edebiliyorum, hafif kaşlarımı çatarak baktım ona.
"Benimle dalga mı geçiyorsun.?"
"Dalga mı geçiyorum hem de seninle hiç farkında değilim valla pedaliza." Elinin içindeki elimi sinirle çekip, kapının vurduğu yere çok hızlı olmayacak bir şekilde vurup ayağa kalktım.
"Fark et o zaman." Kaşlarımı çatarak banyodan çıktım, ayaklarımı yere vura vura dolabın önüne gelip içinden dizlerimin hizasında siyah belden oturtmalı bir etek ve beyaz bir gömlek alıp tekrar banyoya yöneldiğimde Ali'nin orada olduğu aklıma gelmesiyle durdum. Sırtımı duvara yaslayarak elimdeki kıyafetleri göğsüme bastırıp kollarımı göğüs hizamda bağladım, sağ ayağımla yere vurup ritim tutarak çıkmasını beklerken kapının açılmasıyla kısa biran göz göze geldik, gözlerimi ondan kaçırıp kaşlarımı hafif çatarak kapının kenarındaki boşluktan banyoya girdim.
Üzerimdeki pijamaları çıkartıp eteğimi giyindim, eteğin fermuarını çekmeye çalıştım ama yapamadım oflayıp kenara bıraktığım gömleğimi giyinmeye çalıştım ama sadece çalıştım sadece üzerime geçirmekle kaldım, düğmelerini elimden dolayı bir türlü ilikleyemiyordum, tekrar eteğime döndüğümde derin bir nefes alıp ne yapmam genetiğini düşünmeye başladım, Aliden yardım istesem....bu ihtimali direk elemek istiyordum. Eteğin fermuarını tekrar çekmeye karar verip sağ elimi fermuarın baş kısmına koyup çekmeye çalışmamla elimin acımasıyla yüzümü buruşturdum, sanırım az önce direk elemek istediğim o seçenekten başka bir seçeneğim yoktu. Eteğimin belinden tutup yavaş adımlarla banyodan çıkıp çekinden gözlerle Ali'ye baktım, koltuğa oturmuş bacak bacak üzerine atmış bir şekilde telefonuyla ilgilendiğini gördüm. Beni fark edebilmesi için hafif öksürür gibi yapıp dikkatini çektim. Ali'nin bakışları bulmasıyla kaşlarını kaldırarak bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİR
General FictionMutlu musun.?" Diye konuştu titreyen sesiyle, Islak kirpiklerimle ona bakmaya devam ettim. "Mutlusun tabi sen bir tek benim yanımda mutlu olamadın." Beni öldürmek ister gibi söylediği kelimeler nefessiz kalmama neden oldu. Gözyaşlarım usul usul yana...