Uçmayı öğrenmeden göçmeye mecbur kalmış bir kuş gibi kalbimiz.
Cahit Zarifoğlu.Keyifli okumalar.
İnsanlığa yaraşır bir şekilde yaşaya biliyor muyduk? Bu sorunun cevabı bana göre koca bir hayırdı. Kimse kimsenin ne hissettiğini, ne düşündüğünü düşünmeden hareket eder olmuştu, seni oradan oraya savuruyorlardı ama kimsenin umurun da değilsin. Artık kanayan sadece kanatlarım değil ruhum da kanatlarına eşlik etmeye başlamıştı, ağır gelmişti narin kanatlarıma bu olanlar, onlara da hak veriyordum aslında seni umursamayan bir dünya dolusu insanla nasıl başa çıksınlar ki?
Verdiğim cevap herkesin şaşırmasına neden olurken benim asıl şaşırdığım şey Ali'nin verdiğim cevapla sıkı sıkıya tuttuğum tabiri yerindeyse yapıştığım kolundaki kasların kasılmasıydı.
Murat babamı ve korumaları zorla dışarıya çıkarırken babam bana sinir yuvası olmuş gözleriyle bakıp konuştu.
"Sana söylediğim o şeyi hatırlıyorsun değil mi? Hah işte onu bana yapmayı farz kıldın artık küçük kızım." Diye bağırarak evden yaka paça çıkarıldı.
Dizlerimin üzerine çömelip ellerimle yüzümü kapatıp kimseyi umursamadan hüngür hüngür ağlamaya başladım, beni öldüreceğini söyledi resmen, korku tüm bedenimi ele geçirirken babam tarafından sevilmediğime tekrar tekrar ağladım. Ali önüme çömelip ellerimi yüzümden çekmeye çalışsa da ona izin vermedim, veremezdim bana acımasını istemiyordum.
"Ağlama, ne söyledi o adam sana.?" Sorusunu duymazlıktan gelip ağlamaya devam ettim.
"Ne söyledi pedaliza.?" Bir anda bağırmasıyla yerimden sıçradım, ellerimi yüzümden yavaşça çekerek ona baktım. Kaşının kenarı kanamıştı, itinayla taradığına emin olduğum saçları karma karışık olmuştu. Gözlerimi mutfakta gezdirdiğimde sadece ikimizin olduğunu fark ettim, diğerleri hangi ara gitmişti? Ali sinirle ellerini saçlarına götürüp kaşır gibi yaptı.
"Eğer biraz daha susarsan gidip o adamdan öğreneceğim." Sinirli gözlerime ona baktım.
"Sana ne ya sana ne zamanı geldiğinde bu evden defolup gidecek birisinden sana ne." Dedim sinirle bağırarak.
"Ne söyledi bana biliyor musun.?" Sağ elimin tersiyle göz yaşlarımı silip bir yandanda umursamadan burnumu çekiyordum.
"Annen gibi benden başka adama gidersen seni öldürürüm dedi." Mimiklerini oynatmadan yüzüme bakıyordu, şu an ne hissettiğini anlayamıyordum.
"Yani kısacası seni öldüreceğim dedi." Sağ elimi kaldırıp göz yaşlarımı sileceğim sırada beni bileğimden tutup göğsüne yasladı, boşta kalan elini başıma koyup saçlarıma masaj yaparken şaşkınlığımı gizleyememiştim, buda neydi şimdi.?
"Öyle bir şeyin olmasına izin vermem korkma." Sesindeki saf merhameti hissetmemek için buzdan kale olmak gerekiyordu.
"Nefesim yettiği sürece seni o adamdan koruyacağım pedaliza." Neden annesi istediği için mi?
"Annen istediği için mi?" Aklından geçenleri serbest bıraktım, hapis etmenin bir alemi yok. Ali'nin sertçe yutkunuşu ilişti kulaklarıma, saçlarıma masaj yaprak dolaşan parmaklarının hareketi durmuştu, zaten uykumu getirmişti ,başımı kaldırıp baygın gözlerle ona bakıp burnumu çektim.
"Uykum geldi." Başını olumlu anlamda sallayıp oturduğu yerden kalktı, ona aşağıdan bakınca gerçekten uzun olduğunu anladım, sağ bileğimden tutup yavaş bir şekilde beni de oturduğum o soğuk zeminden kaldırdı. O önde ben onun arkasında sağ eli sağ bileğime kenetlenmiş bir şekilde mutfaktan çıktık, gözlerim bileğimdeki eline kaydığında gözlerimi büyüterek baktım, bunlar ondan beklemediğin hareketlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİR
General FictionMutlu musun.?" Diye konuştu titreyen sesiyle, Islak kirpiklerimle ona bakmaya devam ettim. "Mutlusun tabi sen bir tek benim yanımda mutlu olamadın." Beni öldürmek ister gibi söylediği kelimeler nefessiz kalmama neden oldu. Gözyaşlarım usul usul yana...