Keşke vaktiyle, saçma da olsa iki laf etseymişim; susunca yok oluyormuş insan, çok sonra öğrendim. CAHİT ZARİFOĞLU
Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumlar dilerim.
Bedenim bir kuyunun içine düşüp en dibinde hapis kalmıştı, üzerime atılan topraklar nefes almama izin vermezken bir boşluğun içinde sallanıyordu bedenim.
Ağlamaktan acıyan gözlerimi kapatıp açarak boş gözlerle karşımdaki duvara bakmaya devam ettim. Hafızam onun sesiyle bana oyun oynarken gidişi derinlerde bir yara açmıştı bana, bu yaranın aynısını ben ona açmıştım, korkaklığım yüzünden.
Bana değmeyen o toprak gözleri değse yine gözlerime ama kırgın bakmasa, sevgiyle baksa son kez, ama bakmazdı benim hatıram onda yara ve ateş olarak kalmıştı.
Gidişinin ardından saatlerce sessiz mezarlıkta hıçkıra hıçkıra ağlamıştım, içimden kopup gidenlerle ağladım ama bana dönen olmadı, bu yaptığım bencillikti biliyorum. Bu durumda olmamızın sebebi benken şimdi niyeydi bu haykırış.
Kapının açılışını duyduğumda gözlerim usulca oraya ilişti, Elif gelmişti. Yüzündeki acıyla gözlerime bakıp kapıyı kapatarak odaya girdi, yatağın boş kısmına oturup sessizliğime ortak oldu. Yorgun bedenimi doğrultarak oturup yüzüme dökülen saçlarımı umursamazca geriye doğru attım. Bedenim gibi zihnimde yorgunda, söylediği can alıcı sözlerle kalbime bir avuç köz bırakmıştı, gözlerime değmeyen gözleri ise sonum olmuştu.
"Bakmadı.... gözlerime bakmadı." Sessiz feryadım içimdeki yangını söndürmedi. Elif elini dizlerimin üzerindeki elimin üzerine koyup destek olmak istercesine sıktı.
"Gözlerine baksa gidemezdi." Ölü bakışlarım onun bakışlarını buldu. Es kaza değdirdiği gözlerini ateşe değmiş gibi çekmesinin nedeni bu muydu yoksa.? İçime yerleşen umut tohumlarıyla burukça gülümsemeye çalıştım lakin olmadı, gülüşlerim ölmüştü.
"Ama gitti." Diye fısıldadım haksız feryadımla. Haksız olduğumu biliyordum lakin beni anlamasını itiyordum, gözlerime bakıp çektiğim acıyı anlamasını istiyordum.
"Acısı ve gururu mantığının önüne geçmiş ama sen bu adamın sana ne kadar aşık olduğunu biliyorsun gitmiş olması bunu değiştirmez." Haklıydı, titrek bir nefes alıp başımı olumlu anlamda salladım.
"Şimdi uyu ve dinlen yarın okula gideceğiz." Oturduğu yerden kalkıp odadan çıktığında koca bir yalnızlık içine düştüm son beş haftadır olduğu gibi, bu yalnızlık yavaş yavaş tüm benliğimi eline geçiriyordu.
Bedenimi boş bir çuval gibi yatağa bırakıp acıyan gözlerimi mahkum olduğum gözleri düşünerek kapattım.
###########
Elimle yüzüme dökülen saç tutamını kulağımın arkasına koyup gözlerime batan kâküllerimi elimle düzeltip derin bir nefes aldım . Okulda onu görecek olmam beni hem korkutuyor hem de ölü gibi atan nabzımın hızlanmasını sağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİR
General FictionMutlu musun.?" Diye konuştu titreyen sesiyle, Islak kirpiklerimle ona bakmaya devam ettim. "Mutlusun tabi sen bir tek benim yanımda mutlu olamadın." Beni öldürmek ister gibi söylediği kelimeler nefessiz kalmama neden oldu. Gözyaşlarım usul usul yana...