Hüzün ağır gelir yüreğe ama en güzel duayı ettirir. (Cahit Zarifoğlu)
Hatlarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim.
1 HAFTA SONRA
Elimdeki kalemi parmaklarımın arasında çevirip, iki kez okuduğum soruyu üçüncü kez okumaya başladım. Son sınavımın son sorusunu yapmaya çalışıyordum, kalan son sabır kırıntılarımla. Sorunun cevabını hatırlayamadıkça beni bir sinir sarıyordu, halbuki Ali bu konuları bana güzel bir şekilde öğretmişti, şimdi neden yapamıyordum ki.?
Başımı kağıttan kaldırıp derin bir nefes alarak kolumdaki saate baktım, daha 15 dakika vardı. Üzerimde hissettiğimde bakışlarla başımı o yöne doğru çevirdim. Ali sırtını kürsüye yaslamış kollarını göğüs hizasında bağlamış bir şekilde bana bakıyordu. Tek kaşını kaldırarak bana baktığında kaşlarımı çatarak ona baktım.
Bakışlarımı ondan ayırıp masanın üzerindeki eşyalarımı çantama koyup oturduğum sıradan kalktım. Çantamı koluma takıp kabanımı ve sınav kağıdımı elime alıp ona doğru adımlamaya başladım.
Adımlarım onun önünde durduğunda elimdeki kağıdı ona doğru uzattım. Bakışları yüzümde dolaşıyor, gözlerindeki ışıkla bana bakıyordu. Elimdeki kağıdı sallayıp kısık sesimle konuştum.
"Alsana." Sertçe yutkunup bakışlarını elimdeki kağıda indirdi. Göğüs hizasında bağladığı kollarını çözüp usulca kağıdı parmaklarımın arasından ayırdı. Omuzumdan düşmek üzeri olan çantamı düzeltip sessizce sınıftan çıktım.
Koridorda yavaş adımlarla ilerlemeye başladığımda karşımda gördüğüm kadına kendimden emin bir şekilde baktım. Başımı dikleştirip dudaklarımın üzerine yerleşen alaycı gülüşle ona baktım. Melis hoca gözlerindeki nefretle bana baktığında bakışlarımla nefretine karşılık verdim, içim ona karşı hala soğumamıştı, evli bir adama duygu besleyecek kadar aşağılık bir kadındı o.
Bakışlarımı ondan ayırıp yoluma devam ettim. Merdivenleri inip kafeye geldiğimde kendime bir çay alıp boş bir masaya oturdum. Masanın üzerine bıraktığım telefonum titrediğinde elimdeki çayı masanın üzerine bırakıp telefonu elime aldım.
Gönderen: Ali'm
"1o dakikaya geliyorum güzelim."
"Nasıldı sınavın.?" Duyduğum sesle boş bulunup korkuyla yerimde sıçradım. Başımı telefondan kaldırıp karşıma oturan Elif'e baktım.
"1 soru hariç iyiydi senin.?"
"Gayet iyiydi kocan çok güzel sorular sormuş. Kolay sorsa ne oluyor ki sanki.?" Onun bu dediğine kıkırdayıp başımı onaylar şekilde salladım.
"Evet baya güzel sormuş, en zorundan."
"Benim dedikodumu mu yapıyorsunuz." Dudaklarıma götürmek üzeri olduğum bardağı geriye bırakıp ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİR
General FictionMutlu musun.?" Diye konuştu titreyen sesiyle, Islak kirpiklerimle ona bakmaya devam ettim. "Mutlusun tabi sen bir tek benim yanımda mutlu olamadın." Beni öldürmek ister gibi söylediği kelimeler nefessiz kalmama neden oldu. Gözyaşlarım usul usul yana...