Ben bir şeyi hiç az sevemedim, hele orta hiç sevemedim; Hep çok sevdim. NURİ PAKDİL
Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumalar dilerim.
Zaman tükeniyordu. Gecen her dakika tükeniyordum, o olmadan ben tükeniyordum. Kalbimdeki inçe sızı artık tüm vücuduma yayılmış beni acı içinde bırakmıştı. Çaresiz benliğim can çekişiyor, tüm yüreğim kan revan içinde kalmıştı.
Buz tutmuş mavilerim karşımdaki adama nefretle bakıyordu. Benden çocukluğumu çaldığı gibi baba sevgisini de çalmıştı. O nefretiyle beni boğmuş, beni kimsesiz ve çaresiz bırakmıştı.
Sorduğum soruyu umursamadan alayla gülüp kenara bıraktığı kahvesini eline alıp keyifle içti, Derin bir nefes alıp sakin kalmaya çalıştım, artık yaptığı en ufak hareket ona olan nefretimin ateşini harlıyordu.
"Bilmem ki Nerede.?" Kahvesini kenara bırakıp elindeki gazeteyi özenle katlayıp sehpanın üzerine bıraktı. Bakışları bakışlarıma tutunduğunda tepkisiz bir şekilde ona bakmaya devam ettim.
"Onu senin kaçırdığını biliyorum. Nerede o? Ne yaptın ona?" Kendime hakim olamayarak öfkeyle bağırmam onu daha da keyiflendirmişti. Onun bu alaycı, umursamaz tavrı beni delirtmeye yetmişti.
"Ben mi kaçırmışım.?" Eliyle yalancı bir şaşkınlıkla kendisini gösterip gür sesiyle gülerek oturduğu yerden kalktı. "Hmm öyle mi yapmışım tüh hiçte haberim yok." Ona doğru öfkeyle yaklaşıp işaret parmağımı göğsüne vurarak bağırdım.
"Bana onun nerede olduğunu söyle." Dudaklarının üzerinde oluşan alaycı gülüşle bana bakıp bir anda ciddileşen yüz ifadesiyle bana baktı. Bu yüz ifadesini çok iyi tanıyordum, Nefret ve öfkenin harmanlandığı yüz ifadesi. Elimi sert bir şekilde tutup geriye doğru savurduğunda bir adım ondan uzaklaştım.
"Senin o öfken bana sökmez." öfkeyle yüzüme karşı bağırmasıyla korkuyla yerimde sıçradım. Üzerime doğru bir adım atmasıyla korkuyla geriye doğru bir adım attım. Sertçe yutkunup korkmama rağmen cesurca gözlerine baktım.
"Annen çok sevdi canından oldu, sen çok sevdin aklından olacaksın. Ölmeyeceksin ama ölmek için gün sayacaksın." Vücudum baştan aşağı korkuyla titredi. Kalbim acıyla kıvranırken gözlerim dolmuştu. Karşımdaki benim öz babam değil, hem annemin hem de benim katilimdi. kalbindeki zehri üzerime akıtmak için can atan bu adama izin vermeyecektim, beni zehirlemesine izin vermeyecektim.
Cesur bakışlarımın altında yatan ürkek bakışlara rağmen nefretin hüküm sürdüğü bakışlarımla gözlerine bakıp üzerime gelen bedenini tüm gücümle geriye doğru ittim, itişimle biran bedeni sarsılsa da kısa sürede kendisini toparlamıştı.
"Olmayacak öyle bir şey. Sen Ali'nin yerini söyleyeceksin bana, hemen şimdi." Kendimden emin bir şekilde konuşmam onun alaycı bir şekilde gülmesine sebep olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHİR
General FictionMutlu musun.?" Diye konuştu titreyen sesiyle, Islak kirpiklerimle ona bakmaya devam ettim. "Mutlusun tabi sen bir tek benim yanımda mutlu olamadın." Beni öldürmek ister gibi söylediği kelimeler nefessiz kalmama neden oldu. Gözyaşlarım usul usul yana...