38. BÖLÜM

1.7K 90 33
                                    

Ben bir şeyi hiç mi hiç az sevmedim, hele orta hiç sevemedim; hep çok sevdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ben bir şeyi hiç mi hiç az sevmedim, hele orta hiç sevemedim; hep çok sevdim. NURİ PAKDİL.

Hatalarım varsa kusura bakmayın, keyifli okumlar dilerim.




Evin içinde yayılan ses uğursuz bir şekilde içimize korku tohumları ekiyordu. Kapının kuvvetli bir şekilde çalınmasıyla Araf ağabey ve Ali ayağa kalkıp kapıya doğru adımlamaya başladılar, korkuyla yutkunup Asiye babaanneye baktığımda telaşlı bakışlarıyla kapıya bakıyordu.

"Ne yapıyorsun baba.?" Araf ağabey sert sesinden taviz vermeyerek konuşmuştu. Sesleri buraya gelse de kendilerini göremiyorduk. Karasız bir şekilde oturduğum yerden kalkıp yanlarına doğru adımladım, Selim bey yüzündeki gün yüzüne düşen öfkeyle karşısında duran iki oğluna bakıyordu.

"Ne mi yapıyorum, asıl sen ne yapıyorsun.? Ben sana o kızla evlenmeyeceksin dememişiydim.?" Araf ağabey sinirle saçlarına asılıp öfkeden kısılmış gözleriyle babasına baktı.

"Bende sana evleneceğim demiştim."

"Ulan soyu sopu olmayan bir kızla mı evleneceksin.?" Selim bey öfkeyle bağırıp Araf ağabeye doğru bir adım attığında, Araf ağabey dik duruşuyla karşısında durmaya devam etti.

"Düzgün konuş baba." Dişlerinin arasından konuşması ve kasılan çenesiyle kendisini ters bir şey yapmamak için tuttuğu belli oluyordu. Ali onu kolundan tutup sakin olması gerektiğini hatırlatır gibi sıkmıştı.

"Benim sözümü dinleyeceksin yoksa.."

"Yoksa ne olur ula, sen bu uşakları sahipsiz mi sandın.?" Asiye babaanne yanımdan geçip Ali'nin ve Araf ağabeyin önünde durup öfkeyle oğluna baktı. "Ben ölmedim daha, birisiyle karusuni savunuyo diye kavga edup evden kaçurursun, diğeriyle sevduğu kizla evlenmesunu izin vermezsin ne isteyisun ula sen bu uşaklardan.?" Asiye babaanne öfkeyle bağırıp elindeki bastonu kaldırıp Selim beyin omuzuna dayayıp onu itti.

"Onların arkalarunda dağ gibi babaanneleri ver, ben sağ oluğum sürece bu uşaklara tek kelime ettirmem sa."

"Ben onların babalarıyım, benim istediğimi yapmak zorundalar." Asiye babaanne oğluna doğru bir adım atıp öfkeyle konuştu.

"Ben da haburada bostan korkuluğu değilum, sözünü birine geçirmek isteyisan evine git kizun seni dinler." Bastonun ucuyla oğlunu itip başıyla kapıyı gösterdi.

"De hay de yoluna git, bu uşakları üzecek tek sözün tek hareketinde karşında beni bulursun." Selim bey öfkeyle başını salladı istemeye istemeye.

"Dediğin gibi olsun... ana." Evden çıkıp kapıyı sert bir şekilde kapatmasıyla korkuyla yerimde sıçradım. Başımı çevirip arkama baktığımda Sema'nın koltuğun kenarında ağladığını gördüm. Bu duyguyu biliyordum istenmeme duygusu, çok acı ama gerçek bir duygudur.

AHİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin