~ . . . ~
(O SIRADA MAĞARADA)
Keira, gizlendiği yerde ses çıkarmadan gelecek yardımı bekliyor, bir yandan da örümceklerin henüz acıkmamış olmasını diliyordu. O sırada Melanie'nin ses ve görüntü ikonu ikaz vermeyebaşladı, hemen açtı.
"Keira, nasıl gidiyor?" diye sordu Melanie, Keira'nın görüntüsü ekranında belirince.
"Hareket etmeye korkuyorum, hele Simon'un örümceklerin beslenme alışkanlıklarıyla ilgili anlattıklarından sonra…"
"Tamam, dinle o zaman. Birazdan Simon'la birlikte mağaraya ulaşmış oluruz. Simon daha önce dolaşırken o mağarayı fark etmiş, o nedenle kolay bulacağımızı zannediyorum."
"Kapı altın sarısı renginde bir ağla örülmüş durumda, kenarlarda da bol miktarda ağ var, mutlaka fark edersiniz ama sakın ağlara dokunmayın."
"Geldiğimizde ne yapacağımıza karar veririz, sen sakın saklandığın yerden çıkma."
"Tamamdır." dedi Keira. İyi bir plan yapmak için hala yeterince vakti vardı.
~ . . . ~
Bitki örtüsü, Aden'in yakalandığı anda ekranında görünene oldukça benziyordu. Melanie ve Simon'un Keira'ya ulaşmak üzere olması içimi biraz olsun rahatlatmıştı. Artık kendi rakibime konsantre olmalıydım, bu nedenle Keira ve Melanie'nin ekranlarını kısa bir süre için kapattım ve Matt'e dönerek elimle yavaş ve sessiz olmasını işaret ettim. Sanki biraz ilerideki ağaçlık alanda bir hareket fark etmiştim. Net olarak görebilmem için biraz daha yaklaşmam gerekiyordu ve bunu yaparken de çok sessiz olmalıydım. Ancak Matt'le beraber bunu yapmak imkansızdı. Matt'in kulağına eğilerek fısıltıyla:
"Sen burada beni bekle ve gözünü benden ayırma. Biraz daha yaklaşıp durumu gözden geçireceğim." dedim.
Matt "Tamam." anlamında başını salladı ve sessizce olduğu yere çöktü.
Yavaş yavaş ağaçlık alana doğru ilerlemeye devam ettim. Sezgilerim beni yanıltmamıştı, gerçekten oradalardı. Birkaç metre daha yaklaşabilirsem her şeyi daha net görebilecektim. Bir iki adım daha attıktan sonra şansımı daha fazla zorlamamaya karar verdim çünkü her an fark edilebilirdim ve zaten ağacın altını rahatlıkla seçebiliyordum.
Aden ağacın altında, elleri ve ayakları garip bir elektronik kelepçeyle bağlı olarak yatıyordu. Bilinci henüz yerine gelmemişti, yüzü kan ve toprak kalıntılarından dolayı güçlükle seçiliyordu. Onu bu hale getiren şey ise, birkaç adım ilerisindeki kısa ağaç ve çalılık grubunun arasında duruyordu. Neyle karşı karşıya olduğumu bilmeden ortaya çıkmam son derece yanlış bir hareket olurdu. Hercules her zaman "Savaşı kazanmanın en önemli kurallarından biri, düşmanını iyi tanımaktır.'' derdi. Bu nedenle saldırıya geçmeden önce, en azından yüzünü görene kadar bekleyecektim…
~. . . ~
Keira'nın ekranında ise Melanie tekrar ikaz vermeye başlamıştı. Keira ekranını açarak hayecanla sordu:
"Geldiniz mi?"
"Evet." diye cevap verdi Melanie. "Dışarıdayız."
"O zaman beni dinle Melanie'ciğim, planı açıklıyorum: Simon'la birlikte dışarıda mümkün olduğunca gürültü yapmanızı istiyorum. Dikkatlerini Kelly'nin üzerinden dışarıya doğru yönlendirmemiz lazım. Eğer onları dışarıya çıkmaya ikna edebilirseniz, o sırada ben de baltayı alıp Kelly'yi makara pozisyonundan kurtarırım ve dışarıya çıkartırım. Örümcekler sizin peşinizde olacağı için derahatlıkla mağaradan uzaklaşabiliriz. Ben size örümcekler kapıya yönelince haber vereceğim, bu da size kaçacak kadar zaman kazandırır. Nasıl plan ama?"
"İyi de, ya örümcekler bu oyuna gelmezse ne olacak?" diyesordu Melanie.
"O zaman Plan B'ye geçeceğiz." diye açıkladı Keira. "İnanmasalar bile en azından dikkatleri dağılacaktır. O anki şartlara göre doğaçlama yapacağız artık."
Melanie, Plan B'ye gerek kalmamasını dileyerek cevap verdi:
"Tamam, o zaman, başlayalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLANANLAR
Science Fiction"Eğer farklıysak..." Kelimeler boğazında düğümlenmiş, cümleyi tamamlayamamıştı. "Biz kardeşiz. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum." diyerek yatıştırdım onu. Sonra devam ettim: "Ama elbette tuhaf olan şeyler var. Mesela; genetik yapımız inanılmaz de...