Bu arada şatoda Borrowski, Aden'e söz verdiği iki dakikanın geçmesini bekliyordu. Sissy, Borrowski'ye bakarak merakla sordu.
"Sahiden Kyle, bu şatoyu taa uzaklardan fark edilecek kadar nasıl aydınlatmayı düşünüyorsun?"
Zaman zaten dolmuştu. Borrowski bunu ona anlatmaktansayaparak göstermeyi tercih edecekti.
"Sissy, çantanda şu aydınlatma çubuklarından var değil mi?"
"Evet de, onunla mı aydınlatmayı düşünüyorsun bütün şatoyu?"
"Tabii ki hayır, alabilir miyim şunu?"
Sissy, çantasından çıkardığı çubuğu Borrowski'ye uzattı. Borrowski sordu:
"Şu örtüyü de alabilir miyim?"
Sissy "Tabii ki." diyerek örtüyü de uzattı. Borrowski müdahele etti:
"Hayır, örtü sende kalsın, sen kullanacaksın onu." dedi ve devam etti.
"Bak Sissy, şimdi sen bu örtüyü açarak beni perdeleyeceksin. Çubuğu kırıp aydınlatmayı çalıştırarak hemen uzağa fırlatacağım, burada önemli olan; ejderin aydınlatma çubuğunu bizden epeyce uzakta fark etmesi gerekiyor, daha yakın değil"
"Bu neden bu kadar önemli ki?"
Borrowski, Sissy'nin durumu hala anlamamış olmasına hayret ederek cevap vermeye çalıştı.
"Çünkü çok fazla bronzlaşmak istemiyorum da ondan, artık kaldırır mısın şu örtüyü?"
Sissy, elindeki örtüyü Borrowski'nin sol tarafını tamamen kapatacak şekilde açtı. Ejderha, Sissy'nin sol arka tarafında bir yerlerdeydi ve karanlıkta ancak siluet şeklinde belli oluyordu. Hareket etmiyordu. Büyük ihtimalle uyuyordu ve nefes alıp vermesi oldukça gürültülüydü. Kyle, Sissy'ye bakarak başlayacağını belirten bir ifadeyle başını hafifçe salladı. Çok hızlı olması gerekiyordu. Derin bir nefes alarak elindeki aydınlatma çubuğunu hızlıca kırdı ve hiç vakit kaybetmeden kendilerinden oldukça uzağa fırlattı.
Ejder, ışıl ışıl parlayan çubuğu anında fark etmişti. Büyük bir homurtuyla ayağa kalkarak gözlerini çubuktan ayırmadan ileriye doğru bir iki adım attı ve o noktaya doğru alev püskürtmeye başladı. Ortalık bir anda havai fişek atılmış gibi aydınlanmıştı. Ejder sonra kısa süreliğine duraksadı ve sonra tekrar püskürttü. Çubuktan çıkan ışık onu çok sinirlendirmişti. Durdu ve tekrar püskürttüve sonra bir kere daha...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLANANLAR
Science Fiction"Eğer farklıysak..." Kelimeler boğazında düğümlenmiş, cümleyi tamamlayamamıştı. "Biz kardeşiz. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum." diyerek yatıştırdım onu. Sonra devam ettim: "Ama elbette tuhaf olan şeyler var. Mesela; genetik yapımız inanılmaz de...