Yolculuk Aden'in umduğundan daha kısa sürede tamamlanacak gibi görünüyordu. Şatoya çok az bir yolu kalmıştı ve şu ana kadar en küçük bir sorunla bile karşılaşmamıştı. Borrowski'nin yaktığı aydınlatma çubuğu yön belirlemede çok işe yaramıştı, ayrıca ilerlediği patika da son derece düzgün ve sorunsuzdu. Bu nedenlerden dolayı oldukça hızlı ilerleyebilmişti.
Sonunda şatoya ulaştı. Karanlıkta görebildiği kadarıyla filmlerdeki veya masal kitaplarındaki şatolardan pek farkı yoktu. Taştan yapılmıştı ve farklı yükseklikteki prizmatik ve silindirik blokların birleşiminden oluşan oldukça büyük bir binaydı. Işık, en yüksekte olan silindirik bloğun pencerelerinden dışarıya sızıyordu.
Bunun dışında şatoda en küçük bir yaşam belirtisi yoktu. Sanki terk edilmiş gibiydi. Büyük tahta giriş kapısı bir insanın rahatça geçebileceği kadar aralıktı. Kendi kendine "Bu kadar şanslı olabilir miyim acaba?" diye düşündü.
Borrowski'yle irtibata geçip şato hakkında daha detaylı bilgi almalıydı. Gerçi Borrowski şato ile ilgili çok fazla bir bilgisi olmadığını belirtmişti ama yine de sormakta fayda vardı. Ekranında gerekli tuşlara dokundu. Borrowski hemen görüntüye geldi.
"Lütfen geldiğini söyle." dedi heyecanla.
"Geldim geldim, rahat ol. Şu anda dışarıdayım. Bana şatonun iç yapısıyla ilgili verebileceğin herhangi bir bilgi var mı?"
"Üzgünüm ama yok ne yazık ki. Ne yapacaksın bu bilgiyi?"
"Birazdan içeriye gireceğim, eğer yolu bilseydin bu bana zaman kazandırabilirdi. Neyse artık, araya araya bulacağız."
"Kimler var yanında?"
"Kimse yok, ben yalnız geldim."
"Nee!!" diye şaşkınlıkla bağırdı Borrowski. "Sana ejderhayı göstermedim mi ben? Böyle bir yaratıkla tek başına savaşmayı nasıl düşünebilirsin, ayrıca ne gerek vardı böyle bir kahramanlık yapmaya?"
"Tamam, Kyle uzatma, yalnız daha rahat çalışıyorum ben. Seni ve Sissy'yi kurtaracağım merak etme."
Borrowski çok ikna olmuşa benzemiyordu; ama şu durumda başka şansı da yoktu. Aden devam etti.
"Bu yaratığın fark edebildiğin zayıf bir noktası yok mu?"
Kyle gözlerini yukarıya dikerek düşünmeye başladı, o sırada Sissy hemen atıldı.
"Boşuna kafanızı yormayın, ejderhalar yenilmez yaratıklardır."
Aden sinirlendi.
"Kızım sen para mı alıyorsun bu hayvandan, reklamlarını yapmak için? Ne kadar istekli bir şekilde savundun böyle."
"Reklam yapmıyorum, bildiklerimi anlatmaya çalışıyorum."
"Neymiş o bildiğin şey?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLANANLAR
Science Fiction"Eğer farklıysak..." Kelimeler boğazında düğümlenmiş, cümleyi tamamlayamamıştı. "Biz kardeşiz. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum." diyerek yatıştırdım onu. Sonra devam ettim: "Ama elbette tuhaf olan şeyler var. Mesela; genetik yapımız inanılmaz de...