"Tabii ya!" diye devam etti Keira, "Ejderhayı yok edebilecek tek silah bu olmalı, bu nedenle diğer klonlarınki gibi yok olmadı. Buna sahip olmanın yolu da lider klonu yenebilmekti, Aden bunu başardı!"
"O zaman sıra prensesi kurtarmaya geldi." dedim ve ekledim:
"Ne zaman yola çıkıyoruz?"
"Kimse bir yere gitmiyor!" dedi Aden sert bir ses tonuyla. "Ben yalnız gideceğim."
"Neden birlikte gitmiyoruz?" diye Simon merakla sordu.
"Beni kurtarmak için zaten yeterince koşturdunuz. Şimdi siz dinleneceksiniz, ben koşturacağım. Ayrıca kalabalık gidip hayvanı ürkütmeyelim."
Keira'nın kafasının içinde yüzlerce soru işareti var gibiydi, bir tanesini hemen sordu.
"Şatonun nerede olduğunu bile bilmiyorsun, bu karanlıkta nasıl bulmayı düşünüyorsun?"
"Borrowski'ye sorup tarif etmesini isteyeceğim."
Felicity araya girdi:
"Bunun yararının olacağını sanmam; çünkü onlar doğrudan şatonun içinde oyuna başlamışlardır, o nedenle sana yolu tarif edemezler."
"O da doğru ya..." dedi Aden, "Ama yine de Borrowski'ye bir kez sorup şansımı deneyeceğim. Baktık olmadı, sabahı bekleriz. Başka çare yok."
"Sabaha kalmasak iyi olur." dedi Jade endişeyle, "Ailem kalmama izin vermez."
"Merak etme Jade, oyun sanal âlemde günlerce devam etse bile gerçekte iki saati geçmiyor, o nedenle rahat olabilirsin." diye cevap verdim gülümseyerek.
Aden zaman geçirmeden ekranından Borrowski'yi konferansa çağırdı ama birkaç kez tuşlamasına rağmen cevap alamadı.
"Çok garip, Borrowski cevap vermiyor." dedi endişeyle. "Ne oldu acaba?"
Tam o sırada Aden'in ekranında Borrowski'nin görüntüsü belirdi. Aden ekranındaki görüntüyü paylaşmak için hemen menüden gerekli işlemi yaptı. Artık onun ekranını hepimiz görebiliyorduk, Borrowski üzerindeki prenses kostümüyle çok komik görünüyordu. Aden tam ağzını açıp bir şeyler söyleyecekti ki Kyle daha erken davrandı:
''Aşkııım, cesur şövalyem... Nerelerdeydin şimdiye kadar? Çok özledim seni."
Aden kafasını çevirerek şaşkınlıkla yüzümüze baktı, gülmemek için kendimizi zor tutuyorduk.
"Bana bak Kyle, neler saçmalıyorsun sen?" diye çıkıştı sinirli bir ses tonuyla.
"Aşk olsun çapkın! Sana çok kırıldım... Madem bu cihazın konferans özelliği vardı, neden bunu bana söylemedin? Ne sohbetler ederdik şimdiye kadar..."
Aden iyice sinirlenerek bu kez Sissy'yi tuşladı. Sissy hemen ekranda belirdi, onun da üzerinde eski zamanlardaki prenses yardımcılarının giydiği kıyafetlerden vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLANANLAR
Science Fiction"Eğer farklıysak..." Kelimeler boğazında düğümlenmiş, cümleyi tamamlayamamıştı. "Biz kardeşiz. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum." diyerek yatıştırdım onu. Sonra devam ettim: "Ama elbette tuhaf olan şeyler var. Mesela; genetik yapımız inanılmaz de...