"Mordad Lapithia'daki isyanı da bastırdıktan sonra Bioneva'ya saldırmak için gerekli tüm hazırlıkları tamamladı. Aslında bu savaşı çok fazla ciddiye aldığının da farkındaydı. Bir tek askeri bile olmayan bir gezegeni ele geçirmek ne kadar zor olabilirdi ki? Bu nedenle ordusunun tamamını göndermeye gerek duymadı fakat gücünü de göstermeliydi. En büyük savaş gemisi Orion'a hareket emri verdi.
Orion, Zamoran'ın en büyük savaş gemisi ve Mordad'ın da gözbebeğiydi. Ordudaki en büyük avcı uçağı filosu bu gemide bulunuyordu ve bu haliyle gezegenin savaş gücünün neredeyse dörtte birini oluşturmaktaydı. Bu nedenle Mordad, benim komuta ettiğim filoyu harekete sokmaya gerek bile duymamıştı.
Orion, Bioneva hava sahasına girene kadar hiçbir engelle karşılaşmadı. Alçak uçuşla ağır ağır gezegenin üzerinde ilerliyordu. Burası gerçekten de tüm evrenlerdeki doğal güzelliği en muhteşem yer olmalıydı. Görüntüleri ana üsten izleyen Mordad'ın ağzının suyu akmıştı. Hiç zaman kaybetmeden hemen saldırı emrini verdi.
Orion emri alır almaz lazer toplarını ateşledi. Benim hiçbir zaman onaylamadığım o şey gerçekleşiyordu. Daha birkaç dakika bile geçmeden Bioneva'nın o muhteşem yeryüzü örtüsünün binlerce metrekaresi alev alev yanmaya başlamıştı ve Orion tüm acımasızlığı ile alev kusarak ilerlemeye devam ediyordu.
Birdenbire bir şey oldu. Orion'un mürettebatı kafalarını tutarak acı içinde kıvranmaya başladılar. Kafalarını ellerinin arasına almış bir vaziyette kendilerini sağa sola savuruyorlardı. Gemiyi idare eden bütün subaylar, koltuklarından düşmüş ve yerlerde sürünmeye başlamıştı. Geminin komutanı zorlukla sürünerek ekranın önüne geldi, gözbebekleri artık görünmez olmuştu. O kadar acı çekiyordu ki, saçlarını çekerek kopardığının farkında bile değildi. Birdenbire kafası, sanki içinde bir bomba varmış ve patladı ve paramparça oldu. Beyninin bazı parçaları ekranın üzerine sıçramıştı. Geri planda ekranın görüntü alanına giren diğer seyir subaylarının kafaları da aynı şekilde patlayarak dağıldı. Sahneyi izleyen Mordad'ın yüzü, kireç gibi bembeyaz olmuştu.
Bütün mürettebatı yok olan Orion, bir süre daha yüzeye yakın bir şekilde ilerledikten sonra bitki örtüsünün üzerine düşerek metrelerce sürüklendi ve durdu. Duman bulutu azalınca, dev gemi net olarak görünmeye başlamıştı. Üzerine düştüğü bitki örtüsü nedeniyle alev almamıştı.
Geminin etrafındaki bitki örtüsünün önce yaprakları, daha sonra da gövdeleri hareketlenmeye başladı. Saniyeler içerisinde bütün bitkiler ilerleyerek uzay gemisini sardılar. Artık gemi, küçük salınımlarla hareket eden bitkiler altında sadece bir siluet olarak fark edilebiliyordu. Kısa süre içinde bu siluet de görünmez oldu vebitkiler yerlerine geri çekilmeye başladılar.
Bütün bitkiler yerlerine dönüp hareketlerini tamamladıklarında Mordad, gördüğü manzara karşısında neredeyse küçük dilini yutacaktı. Ortalıkta Orion'dan eser kalmamıştı. Bitkiler, onu tek bir cıvatası bile kalmayacak şekilde ve mürettebatıyla birlikte yok etmişti."
"O anda Mordad'ın yüzünü görmeyi çok isterdim doğrusu." dedi Ariel.
"Al benden de o kadar." diye karşılık verdi Keira. "Aslında bitkilerin içine bizzat Mordad düşmeliydi ki, yaptığı kötülüklerin cezasını tam anlamıyla çeksin."
"Sohbeti bırakın da hikayenin devamını dinleyelim." diyerek Ariel ve Keira'yı susturdum. Babam devam etti.
"Savaş konusunda oldukça yetenekli olan Mordad, soğukkanlı davranarak böyle bir durum karşısında çoğu komutanın yapacağı hatayı yapmadı. Yani tekrar tekrar saldırmak yerine, düşmanını yeterince iyi tanımadığının farkına vararak bu eksikliğini gidermek amacıyla araştırma yapmayı gerekli gördü ve buna zaman yaratabilmek için de saldırıların iptal edilmesi emrini verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLANANLAR
Science Fiction"Eğer farklıysak..." Kelimeler boğazında düğümlenmiş, cümleyi tamamlayamamıştı. "Biz kardeşiz. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum." diyerek yatıştırdım onu. Sonra devam ettim: "Ama elbette tuhaf olan şeyler var. Mesela; genetik yapımız inanılmaz de...