Gözlerimi revirde açmıştım. Burası benim için çok tanıdık bir yerdi. Okula geldiğim günden beri buna benzer nedenlerden reviri o kadar çok ziyaret etmiştim ki,doktor ve hemşirelerle son derece samimi olmuştuk. Kantinde her karşılaştığımızda "Carol nerelerdesin? Uzun zamandır görüşemiyoruz." diyerek dalga geçerlerdi.
Hala bulanık görüyordum. Gözlerimi odanın içerisinde yavaş yavaş dolaştırırken, Aden'ın bakışları ile karşılaştım.
"Tanrım Carol, deli misin? Ne yaptın sen?" dedi. Kulaklarımın çınlaması da daha geçmemişti. Konuşabilir miydim bilmiyordum ama mutlaka cevap vermeliydim.
"Ne yani, özür dilememi mi bekliyorsun?"
"Hayır, yanlış anladın. Ben senin için endişelendim." dedi ve yüzünü yanağıma dokundurarak. Sonra da bir öpücük kondurdu.
"Diğerleri nerede?" diye sordum. Forneus'u kastetmemiştim,ama kalbimin bir tarafı onun da yanımda olmasını arzuluyordu.
"Hemşire yalnızca bana izin verdi."
Yakışıklı suratında hınzır bir gülümseme belirdi. Hemşireyle samimiyeti ilerlettiği anlaşılıyordu.
"Ne yapayım, kızlar bana bana hayır diyemiyor işte…"
Kapının açılmasıyla söz konusu hemşire odaya girdi. Aden'a göz süzerek:
"Siz dersinize gidebilirsiniz, merak etmeyin ben onun yanında olacağım." dedi.
Fizik dersinden yırtıyor olmanın verdiği mutluluk, hemşirenin kıskançlık ve intikam dolu bakışlarını fark edince yerini endişeye bırakmıştı. Beni Aden'ın sevgilisi sanmıştı. Aden'ın elini tutup hızlıca kendime doğru çektim. Ne söyleyeceğimi merak ederek bana doğru eğildi. Fısıldayarak: "Sakın ona kardeşin olduğumu söylemeyi unutma! Yoksa sonum iyi görünmüyor." dedim.
Aden doğruldu ve yatağın kenarında bir-iki adım attı. Yüzüme bakıp şakacı çocuklarınki gibi muzip bir ifade takınarak ve hemşirenin duyabileceği bir sesle:
"Hayatım, tekrar geçmiş olsun. Bir an önce iyileşmeni istiyorum tamam mı?" dedi.
Ben onu kurtarmak için canımı ortaya koymuştum, o ne yapıyordu… Hemşireyi kıskandırmak için resmen beni kullanıyordu. Hemşire, küçük ela gözlerini iyice kısmış beni süzmeye devam ederken Aden, yanına yaklaşıp ona dokununca sinsi bakışları bir anda yerini masum, tatlı ve utangaç bakışlara bırakmıştı.
"Bakın hemşire hanım, siz varsınız diye bu kadar rahatım. Yoksa kesinlikle onu yalnız bırakamazdım." diyerek devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLANANLAR
Science Fiction"Eğer farklıysak..." Kelimeler boğazında düğümlenmiş, cümleyi tamamlayamamıştı. "Biz kardeşiz. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum." diyerek yatıştırdım onu. Sonra devam ettim: "Ama elbette tuhaf olan şeyler var. Mesela; genetik yapımız inanılmaz de...