BÖLÜM 76

9.3K 646 70
                                    

Bir anda kendimi değişik hissetmeye başladım. Sanki birdenbire hafiflemiştim ve etrafımı tuhaf bir esinti sarmıştı. Bütün bedenim ve kaslarım inanılmaz bir enerjiyle dolmuş gibiydi. Sanırım istediğimiz konsantrasyonu yakalamıştık.

Yavaşça gözlerimi araladım. Kılıcımın çelik kısmının üzerindeki çift güneş sembolü, altın sarısı bir ışık çıkararak parlıyordu ve çeliğin yansımasından gözlerimin mavi ışık saçmaya başladığını görebiliyordum. Karşımdaki savaşçı paniklemiş bir ifadeyle bana bakıyordu.

Hafifçe yana dönerek Aden ve Keira'ya göz attım. Onlar da benim gibi hissediyor olmalıydılar ki, aynı şekilde onlar da etrafına bakınıyordu. Üstelik onların gözleri de benimkiler gibi mavi olmuştu ve kılıçlarındaki amblem de aynı şekilde parlamaya başlamıştı.

"Başlayalım artık!" dedi Aden kararlılıkla ve aynı anda ileriye atıldı. Onunla beraber hepimiz ileriye fırlamıştık. Karşısındaki Zamor daha manyetik bomba gönderemeden Aden onun dibinde belirmişti ve kılıç dövüşüne başladılar. Benim, Keira'nın ve Ariel'in karşısındaki Lapith'ler, Zomor gibi gecikmediler ve hemen üzerimize birer manyetik top gönderdiler.

Üzerime gelen dalgaya kararlılıkla kılıcımı uzattım. Dalga, soğuk çeliğe çarparak geriye yansıdı ve doğrudan karşımdaki Lapith'i vurdu. Bu, onu sadece hafifçe sersemletmişti. Demek ki, başlangıçta yaptığım tahmin doğruydu: Bizi zarar vermeden yakalamaya çalışıyorlardı. Bu nedenle manyetik dalga isabet etse bile ölmeyecektik. Bu iyi bir avantajdı. Diğerleri de bunu fark ederek iyice rahatlamışlardı.

Keira, manyetik dalga topundan ustaca bir takla atarak kurtuldu ve hızını kesmeden ileriye doğru uçarak rakibinin suratına sert bir tekme attı.

Ariel, yana kaçmayı tercih ederek dalgadan kurtulmaya çalıştı; ancak dalganın küçük bir kısmı omzunu sıyırmıştı. Bu onu yere düşürdü; fakat hemen toparlanarak Lapith'in üzerine saldırdı.

Dördümüz de kılıç ve diğer dövüş tekniklerini kullanarak rakiplerimizle savaşıyorduk. Birkaç denemeden sonra, bizim de manyetik dalga topu oluşturabileceğimizi öğrenmiş olduk. Şimdi hepimiz kılıcın yanında fırsat buldukça manyetik dalgayı da kullanıyorduk. Karşımızdaki savaşçılar son derece profesyonel olmalarına karşın,bizimle baş etmekte oldukça zorlanmaya başlamışlardı. Hatta üstünlük bizde denilebilirdi.

Her şey yolunda gidiyorken, geminin dairesel kanadı üzerindeki iki namlulu silahın bizim hareketlerimize göre hareket ediyor olması canımı sıkmıştı. Bu silahlar farklı çaplardaydı. Birinin namlusu kısa ve kalın, diğeri daha uzun ve inceydi. Silahların biraz ilerisinde yarım küre şeklinde camdan yapılmış saydam bir şey vardı ki, büyük ihtimalle kameraydı. Ultor içeride bizi izliyor olmalıydı.

İçimizde ilk sonuç alan Aden olmuştu. Uzun süren mücadeleden sonra kılıcıyla Zamor'un boğazını kesmeyi başarmıştı. Zamor bağırarak yere yuvarlandı. Lapithler ve diğer Zamor şaşkınlık içindeydi. Bakışlarından böyle bir sonuca hiç hazırlıklı olmadıkları anlaşılıyordu.

Zamor düşerken Aden birkaç adım geriye çekildi. Aynı anda kanatlarda hareketli olan kalın namlulu silahın ona doğru odaklandığını fark ettim. "Aden!.." diye bağırarak uyardım onu. Aden önce bana doğru baktı, aynı anda kısa namlulu silahtan tok bir ses çıkmıştı. Kafasını silahın olduğu yöne çevirdiğinde ise artık çok geçti:Çelik bir ağ havada hızla süzülerek üzerine doğru geliyordu. Kaçmaya fırsat bulamadan tamamen üzerine dolanmıştı. Üstelik elektrik şoku üretiyordu. Aden, elektrik şokunun etkisiyle birkaç kez çırpındı ve arkasından bayıldı.

Hepimiz bir anda dehşete kapılmıştık. Daha ne olduğunu anlamadan kısa namlulu silah arka arkaya iki kez daha ateşlendi.Bu kez çelik ağ Keira ve Ariel'i tutsak almıştı. Onlar da elektrik şokunun etkisiyle hemen bayılmışlardı. Şimdi bir tek ben kalmıştım...

Yerimden ok gibi fırlayarak Zamor'a doğru ilerledim. Ona yakın olursam ağ atan silahı ateşleyemezlerdi. Ancak bunun için de çözümleri vardı. Benim için diğer silah devreye girdi.

Aslında, hepimizi daha savaşmaya başlamadan bu silahlarla kolaylıkla tutsak edebilirlerdi. Ama yapmamışlardı çünkü Ultor, doğanın desteği olmadan gücümüzün sınırlarını öğrenmek istiyordu...

Bir anda kaskatı kesilmiştim. Bu bir ışın silahıydı ve ışının temasıyla bütün vücudum sanki felç olmuştu. Anında yere düşmüştüm. Bütün her şeyi görüyor, sesleri duyuyor; ama parmağımı dahi hareket ettiremiyor ve konuşamıyordum.

Aden, Keira ve Ariel değişik noktalarda beyaz elbiseleri içinde kımıldamadan yatıyorlardı. Üçünün de gözleri kapalıydı. Onlardan farklı bir yerde Aden'in yendiği Zamor, adeta kendi kanının içinde yüzüyordu. Ben ise gözlerimi son ana kadar açık tutmakta kararlıydım. Kendimi tamamen kaybetmeden önce mutlaka neler olduğunu görmeliydim. Onları kurtarabilmem için her türlü bilgiye ihtiyacım vardı.

Savaştığımız üç Lapith, ayrı ayrı Aden, Keira ve Ariel'in başına gelip durdu. Eğilerek çelik ağ üzerindeki yanıp sönen bir noktaya dokundular. Ağın kilit mekanizması açılarak kendiliğinden toparlanmıştı. Daha sonra, hemen hemen aynı hareketlerle eğilerek bir kollarından kavrayıp kaldırarak onları omuzlarına aldılar ve doğruldular.

Keira ve Ariel'in saçları, yere doğru sarkıyordu. Lapith'ler sıra ile Aden, Keira ve Ariel'i omuzlarında taşıyarak geminin merdivenine yaklaştılar ve yukarıya doğru tırmanmaya başladılar. Kardeşlerim götürülüyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum. Birer birer kapıdan geçerek gözden kayboldular.

Daha sonra Zamor hareketlendi ve bana doğru gelmeye başladı. Cebinden kalem şeklinde, parlak ve üzerinde kırmızı ışık bulunan bir cihaz çıkardı ve üzerime doğru eğilerek cihazı boynumun yanına bastırdı. Bir şey hissetmemiştim ama o cihazın bir enjektör olduğunu anlamıştım.

Arkasından, beni tıpkı kardeşlerim gibi kaldırarak omzuna aldı ve doğruldu. Bu arada boğazıma sapladığı iğnenin etkisi de kendisini göstermeye başlamıştı. Göz kapaklarım iyice ağırlaşmıştı veartıkonları kontrol edemiyordum. Geminin kapısından içeriye girdiğimizde ise çoktan kapanmışlardı...

YAZAR NOTU:
Değerli okuyucularım, üzülerek bu bölümün son bölüm olduğunu söylemek zorundayım. Şu ana kadar desteğini esirgemeyen herkese çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. Fark ettiğiniz üzre, bir devam kitabı gelebilecek şekilde sonlandırdım. Bu kitabın izlenme ve vote sayısına göre ikinci kitap olarak devamını getireceğim. Aynı zamanda başka bir kitap üzerinde çalışıyorum, takipte kalın :)Tekrardan hepinize çok teşekkür ederim, görüşmek üzere, hepinizi çok seviyorum :) 

SAKLANANLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin