"Mantıklı." diyerek onayladı Felicity. "Bu sistem işimizi oldukça kolaylaştırır. Peki, aydınlatma fonksiyonunu nasıl çalıştırıyoruz?"
"Cihazın üzerinde düz çizgi işareti olan tuşlar, çizgi lazer modunu; küçük yuvarlak renk işareti olan tuşlar, işaret lazer modunu; büyük yuvarlak renk işareti ile kodlanmış olan tuşlar da aydınlatma lazer modunu çalıştırır. Cihazı havaya tutarak bu tuşlardan herhangi birine basmanız yeterli olacaktır.
"Kolaymış." dedi Rain."
"Peki ya sonra?" diye sordu Jade.
"Ağaçlık alandan içeriye dört yüz metre kadar ilerledikten sonra..." dedim ve duraksadım, Ultor'a dönerek: "Yolların birleştiği çatal buraya ne kadar uzaktadır?" diye sordum.
"Hemen hemen dört yüz, en fazla beş yüz metre mesafededir." dedi. Bunun üzerine planı düzelttim:
"O halde hedef yolların kesiştiği çatal olsun. O noktaya kadar ilerlersiniz ve oradan geriye dönersiniz. Daha fazla ilerlemenize gerek yok. Oraya ilk ulaşan, eğer herhangi bir sorun yoksa yeşil renk işaret versin. Bu durumda diğer ekip, çatala varmamış dahi olsa geri dönebilir. Bir aksilik anında -ki bu da Lapith'lerle karşılaşmak veya karşılaşma ihtimalinin çok yüksek olması demek- kırmızı işaret verilir, bu durumda olabildiğince hızlı bir şekilde koşarak buraya ulaşmaya çalışacaksınız."
"O çatala kadar ilerlemek Lapith'leri tahrik etmek için yeterli olacak mı?" diye sordu Felicity, Ultor'a bakarak.
"Kesinlikle..." diye onayladı Ultor. "Özellikle lazerle işaret verdiğinizde, o ana kadar fark etmemiş olsalar bile mutlaka harekete geçerler. Bu nedenle ben, lazeri kullandıktan sonra, geriye doğru olabildiğince hızlı koşmanızı öneririm." dedi ve sırıtarak ekledi: "Sağlıklı yaşamak için egzersiz şart."
Ultor'un soğuk esprisine kendisinden başka kimse gülmemişti. Planın geri kalanını anlatmaya devam ettim.
"Geri döndüğünüzde, şu arkadaki kayalık bölgeye saklanacaksınız. Ayrıca bizler de taşıyıcı bedenlerimizden dışarıya çıkacağız ve onlar da sizin gibi olabildiğince hızlı bir şekilde kayalık gelip saklanacaklar. Şartlar ne olursa olsun, bırakın savaşa müdahale etmeyi, kafanızı bile çıkarmanızı istemiyorum, anlaşıldı mı?"
"Lazeri şimdi çalıştırsak?" diye sordu Felicity. "Bu onları harekete geçirmez mi?"
"Muhtemelen hayır." diye cevapladı Ultor. "Burası çatala göre biraz daha uzak olduğu için dikkate almaya gerek görmeyebilirler. Ama bundan emin olamayacağımız için, sonrasında içeriye girmek daha riskli olacaktır."
Keşif ekibindekilerin her biri, onaylayan bakışlarla kafasını salladı. Ancak, Aden'in kafasını meşgul eden bir şeyler vardı. Matthew'in gözleriyle beni süzerek:
"Benim anlamadığım, babam yıllarca bize Hercules'ün çalıştırıcılığında kılıç ve yakın dövüş eğitimi aldırdı. Madem ki onların gezegenlerindeki savaş, beyin ve elektromanyetik dalga gücü kullanılarak yapılıyor, -ki o konuda oldukça acemiyiz-, bu eğitimlere ne gerek vardı?"
Soruyu Forneus cevapladı: "Bunda bir yanlışlık yok. Gezegenlerimizdeki ileri teknolojiye rağmen, yakın dövüşte hala kılıç kullanıyoruz. Çok yakın mesafelerde manyetik dalga gücü kullanıldığında, dalgayı gönderen savaşçı da bundan olumsuz olarak etkilenebiliyor. Silahın geri tepmesine benzer bir etki gibi düşünebilirsiniz bu durumu. Kısaca aldığınız o eğitimlerin çok faydasını göreceksiniz. Zaten karşılaştığınızda fark edeceksiniz: Kılıç, Lapith'lerin ve Zamor'ların savaş teçhizatlarının ayrılmaz bir parçasıdır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKLANANLAR
Science Fiction"Eğer farklıysak..." Kelimeler boğazında düğümlenmiş, cümleyi tamamlayamamıştı. "Biz kardeşiz. Bundan en ufak bir şüphe duymuyorum." diyerek yatıştırdım onu. Sonra devam ettim: "Ama elbette tuhaf olan şeyler var. Mesela; genetik yapımız inanılmaz de...