21. "4'lü"

1.3K 65 33
                                    

Kapıyı açıp geçmeleri için kenara çekilirken sıkıntıyla nefesimi bıraktım. "Dayak yemek için bu kadar istekli olmanız gözlerimi yaşartıyor."

Emir ile Batu sırıttı ve beni hiç dinlemeden bahçeye geçtiler. Arkalarında onlara sıkıntılı ifadelerle bakan Karan ve Baran da gelmişti. "İkisinin gözü önünde dayak yiyeceğiz." Dedi, Baran ve Karan ekledi. "Rezil olacağız."

Az önceki ifademe nazaran güldüm. Onlar da bana bakıp sonrasında bahçeye girmişlerdi. Yanlarında ekstra getirdikleri spor kıyafetlerini Batu ve Emir'e verirken önceden bildikleri odaya gittiler. Durumu babam ve anneme daha gelmeden söylemiştim ve zaten bugün evlilik yıldönümleri olduğu için bir şey dememişlerdi. Babam emrivakileri sevmezdi ama annem hattın diğer ucundan her ne yapıyor ise alelacele kabul edip telefonu kapatmıştı.

Kendi odama gidip her zaman giydiğim kıyafetleri üstüme geçirdim. Yavaş adımlarla bahçeye çıktığımda, onlar da yerde bağdaş kurmuş konuşuyorlardı. "Aç mısınız?" Dedim, her zamanki soruyu sorarak. Dördü birden başını iki yana sallayıp reddetti.

"Peki. Batu ve Emir'den başlayalım."

Batu alelacele ayağı kalkıp karşıma dikildi. "Ne yapacağız?"

Sıkıntıyla çenemi kaşıdım. "Senin seviyeni biliyorum. O yüzden eksiklerini öğrenelim."

Başını salladı ve pozisyon alıp bana gelişine bir tekme savurdu. Bacağından çekemeyeceğim için geriye gidip ayağına sertçe vurdum. Anında bacağını kendine çekti. "Hey! Bu acıttı."

"Daha bir şey görmedin abisi sen." Baran ve Karan aynı anda kurdukları cümleden sonra birbirlerine bakıp sırıttılar.

Onlara dönmeden Batu'ya baktım. "Bacağını savuracağın zamana, ya çok aşağıda ya da yüksekte olmasına dikkat et. Az önce bacağını tutarak dengeni bozabilirdim."

Başını salladı ve bu sefer bana yavaşça yaklaşıp bir anda başımı tutmaya çalıştı. Bunu biliyordum. Genelde hep aynı yöntemleri denerdi. Hızlı oluşu nedeniyle ellerini tutmakla vakit kaybetmeden hızla eğilip bacağımla ayak ucuna tekme savurdum.

Normalde, dizine yakın savursam düşmezdi. Güçlü ve kalıplı olması da yardımcıydı tabii ama ayak ucuna vuruşum ile kısa bir an dengesi bozulmuş ve karnına dirseğimi geçirmem ile yere düşmüştü. Başında durdum. "Hızlı ve güçlüsün ama hep aynı hamleler. Seni tanıyan birine karşı durmazsın."

Başını sallayıp ayağı kalktığında, Emir'i çağırdım. Korkuyla baktığında kaşlarım çatıldı. "Gel!"

Ellerini ovuştururken karşımda duruyordu ve bir anda konuşmaya başladı. "Aslında ben sadece izlemek için gelmiştim."

Göz devirdim. "Yol boyunca başımın etini yedin. Cezan."

Yutkunup kaçışı olmadığını bildiği için sırtını dikleştirdi. "Tamam, ne yapacağım?"

"Seninle hiç kavga etmedim, ettiğini de görmedim. Seviyen hakkında ne bilgin var." Sırıttı ve arkasındaki üçlüyü gösterdi. Bir an üçüsünü de dövebilirim demesini beklemiştim ama pek beklentimi karşılamamıştı. "Üçü de beni döver."

"Tamam, yumruk at bakayım."

Gözleri açıldı. "Dene, demedin! Sakın canımı acıtma, bak benim babam çok önemlidir senden önce beni döver."

Güldüm. "Tam tersi değil miydi?"

O da güldü. "Hayır, kızdan nasıl dayak yersin, eşek herif, der."

Bir kez daha güldüğümde, o sırıtıp yaklaştı. "Dikkatin çok çabuk dağıldı." Elini yumruk yapıp karnıma savurduğunda, bileğini tutup çevirdim ve sırtımı göğsüne yaslayıp havada çevirerek sırt üstü çok sert bir düşüş sağladım.

ÜSTEĞMENİN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin