6. "Anlaşma"

1.7K 87 15
                                    

Annem bana umursamaz bir bakış atıp göz kırptı. Bu, merak etme hallederim, demek oluyordu. Onaylarcasına başımı sallarken müdür yardımcısının isteği üzerine Karan ve Ece'nin grubu ile dışarı çıktık. Normalde bizle ilgililenmesi gereken kişi müdürdü ama İl Milli Eğitim Müdürü ile yapması gereken bir konuşma olduğu için okula bile gelmemişti. Öğleden sonra geleceğine dair rivayetler olsa da yardımcısı olan kadın, halledebileceğini düşünüyordu.

İki gün önceki kavgayı, sonunda herkes öğrenmişti ve bu müdürün kulağına gidince yardımcısından, öğleye kadar durumu idare etmesini söylemişti. Bunları, demin çıktığımız odada iken kadının söyledikleri üzerine varsayıyordum.

Derin bir nefes alıp boş koridora diktim gözlerimi. Gruptaki bir çok kişi bana bakarken umursamayıp çalmasına beş dakika kadar olan zili bekledim. Annem ve dövdüğüm kişilerin velileri içeride hararetli bir biçimde konuşuyordu. Zira seslerini duyabiliyordum ama çok boğuk geldiği için kavradığım söylenemezdi.

Gözlerim ayakkabılarımın üstündeki kirlerdeyken birden görüş açıma bir çift ayak daha girdi. Kaşlarım azar azar çatılırken sorgular bir ifadeyle başımı kaldırıp karşımda dikilen Karan'ın grubundaki çocuğa çevirdim.

Size yalan söylemeyeceğim; artık hepsinin bir grup ergen olduğunu düşünüyordum. Ön mü arka mı bilmem ama bir yargıydı ve kesinlikle haklı olduğumu düşünüyorum.

Bana bakarken sırıtan çocuk, elini uzattı. "Ben Batu. Orada bizi güzel haşat ettin, tebrik ederim."

Bükemediğim eli öperim diyorsun, yani. İçimden geçen düşünceye karşın yüzümde duygu barındırmamaya çalışarak yavaşça başımı salladım. Uzattığı eli de bir kaç saniye sıkıp sonrasında da bırakmıştım. Bana bakıp bir şey daha diyecekken arkasında omuzunu sıkan ele döndü. Bu da o gruptaki çocuktu. Sırtım duvara yaslıyken ellerimi de arkamda birleştirmiştim.

Batu ve arkasındaki çocuğu izlerken onlar bir kaç saniye bakıştılar ve yine gülerek bana döndüler. "Ben de Emir." Gözleri ile hemen bir kaç adım sağımızda duran grubu gösterdi. "Kötü bir başlangıç yaptık. Tekrar deneyelim mi?"

Gözlerimi onlardan çevirip gruplarına değdirdiğimde, diğerlerinin de bana baktığını fark ettim. Özellikle Ece ve Karan dikkatli bakışlarını esirgemiyordu. Kabul edeyim, bu kadar çabuk beni rahat bırakmalarını beklemiyordum. Belki de biraz önce suçsuzluğum resmiyete kavuştuğu içindi.

Okulun web sitesine sadece okul numarası ve TC kimlik numarası ile kayıt olunabilirdi. Sahte hesap, dolayısıyla mümkün değildi. Müdür yardımcısı olan kadın da telefonumdan bana hesap açtırınca, o sözleri yazan kişinin ben olmadığı ortaya çıkmıştı.

Yavaşça yeniden Batu ve Emir'e döndüm. İyi niyetli gibiydiler ama ben arkadaş canlısı, sosyal bir insan değildim.

"Evet, kötü bir başlangıç yaptık." Bakışlarımı gruba çevirdim. "Size yaptıklarım için özür dilerim. Bir anlık heyecan ve anı kurtarma kafasındaydım."

Tekrar Emir ve Batu'ya döndüm. "Bunu unutalım ve hiç başlangıç yapmayalım?"

Arkadaş olmak isteyeceğim türde kişiler değillerdi. Yani olmadıklarını düşünüyordum çünkü ben daha kibar ve mesafeli insanlardan hoşlanır, sohbet etme isteği duyardım.

Dediklerim üzerine şaşırdılar ancak karşı çıkmadıkları için ben de bir şey demeden yeniden ayakkabılarıma döndüm. Onlar da diğerlerinin yanına dönmüş fısıldayarak konuşmaya başlamışlardı. Dedikodum dönüyor gibi hissetsem de umursamadım.

Gözlerimi yeniden boş koridora çevirirken birden zil sesi okulda yankılandı. Yüzümde bir gülüş meydana gelirken merdivende adım sesleri yankılandı, hemen sonrasında da Baran'ın yüzü karşılamıştı beni. Bir saniye benim olduğum kısma bakıp göz göze geldiğimizde de yanıma adımladı.

Hızlı adımları dibimde son bulurken kollarını yavaş hareketlerle havaya kaldırdığında hafifçe başımı salladım. Baran'a ani gelişen olaylara karşın refleks hareketlerimi, çoğu kez kontrol edemediğimi ve bu yüzden de ani tepkiler verdiğimi anlatmıştım. Bu yüzden bana karşı yakın temas göstermeden önce yavaş hareket edip gözüme sokuyordu.

Bana sımsıkı sarılırken aklımdan geçenleri kovup omuzuna bir kaç kez elimle patpatladım. Ne ara bu kadar yakın olduk bilmiyorum ama bir arkadaşının oluşu iyi hissettiriyordu. Benden ayrıldığında, boyu benden uzun olduğu için kafamı kaldırıp ona baktım.

"Güzel, güzel. Ölmedin en azından. Ya da okuldan atılmadın."

Dün öğle arası yemekhanedeyken, bana, Karan ve Ece'nin çoğu kez öğrencileri okuldan attırdığını bazen bunu zevk haline getirdiklerini söylemişti. Kabul ediyorum; dıştan tam bir şerefsiz olarak gözüküyorlardı ama az önceki samimi hareketleri kafamı karıştırmıştı. Yine de onlara güvenmek gibi bir hata yapmayacaktım.

"Okuldan atılmak, ölmekten daha mı kötü?" Dedim, kısık sesli bir gülüşle. Cümlesini öyle bir tonlamıştı ki, okuldan atılma, gerekirse mezarına gülü ben dikerim, der gibiydi.

Bana güldü ve yanıma geçip benim gibi sırtını duvara yasladı. Demin olan sarılışımızdan sonra bir çok kişi bize bakıyordu ve anlaşılan zil tekrar çalana kadar bakışlarını çekmeyeceklerdi. İçimi çekip aklımı konuşan Baran'a verdim. "Bu okulda okumak, büyük prestij sağlar."

Onaylar anlamda başımı sallamam üzerine derin bir nefes aldı. Üzerinde, ona yapışan beyaz gömleği, onun üzerine de klasik hırka ve kumaş pantolonu vardı. Normal okul üniforması giymesine rağmen baya yakışıklı duruyordu. Ellerimi arkama yaslarken o da bana dönmüş ve kendisini incelediğimi fark edince gömleğinin yakalarını çekiştirmişti.

"Biliyorum, çok yakışıklıyım. Ama evlenmeden olmaz."

Göz devirip önüme döndüm. "Gül gül öldüm."

Gülerek bana biraz daha yaklaştı. "Bir şey soracağım."

Başımı hafifçe eğip onu dinlediğimi belirttiğimde biraz daha yaklaşıp fısıldadı. "Karanların grubu niye bize pis pis bakıyor?"

******
Kitaba yazdıkça yazıyorum bittikçe ekliyorum. Mdkdkdkdk

O değil de daha bir bölüm stoğu var ve aklımdakileri yazamadım bile. Neyse neyse!

Ne düşünüyorsunuz kitap hakkında, yavrularım?

ÜSTEĞMENİN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin