26. "Affediş ve İtiraf"

1K 65 25
                                    

Huysuz bakışlarla karşımda süt dökmüş kedi gibi oturan çocuklara baktım. Kollarımı göğsümde kavuşturmuş, karşılarındaki koltuğa oturmuştum.

"Bu kadar çabuk eve atılmayı beklemiyordum."

Yağız'a göz devirip ona sinirle bakan dörtlüye döndüm. Karan, "Seni-" Diye tıslayıp üstüne atlayacaktı ki "Karan." Demem ile bana bakıp omuzlarını düşürerek koltuğa yaslandı.

"Bu arada çok güzel olmuşsun, zilli." Baran'a göz devirip hâlâ daha gözlerimi çekmezken o da cevap vermemem üzerine başını eğerek omzunu Karan'a yaslamıştı.

"Bence saçlarını çok güzel örmüşsün, yakışmış ha."

Batu'nun da iltifatına kanmazken bu sefer omuzlarını düşürerek kendisini Baran'a yaslamıştı. Sanırım sıra, koltuğun başındaki Emir'deydi.

"Kıyafetlerindeki uyuma bayıldım. Siyah ve beyaz çok güzel kombinleşmiş, sana da çok yakışmış."

Dik dik bakışlarımı görünce de omuzunu Batu'nun omzuna yaslayarak geriye çekilmişti. Birbirimizle bakışarak heba ettiğimiz birkaç dakikadan sonra Karan ayağı kalktı. Onun kalkışıyla üçlü dengeyi sağlayamayıp sağa doğru düşmüşlerdi.

Yavaş adımlarla önümde diz çöküp bakışlarını gözlerime kitleyince, sırtımı daha çok koltuğa yasladım. Ellerim kucağımda birleşmişti bile.

"Sana yalan söylememeli, takip etmemeliydik. Bu Yağız denen herife güvenmiyoruz diye seni kafese kapatmaya çalışmamalıydık. Biliyorum, kırgınsın ama seni çok seviyorum. Yani hepimiz seviyoruz. Yağız sevmese de olur. Özür dilerim, sana bu şekilde güvenmiyormuşuz gibi davrandığımız ve yalan söylediğimiz için."

İç çektiğimde, ellerimi avuç içlerine almıştı. Batu ve Emir iki yanıma otururken Baran da koltuğun sırt kısmında boyuna uzanıyordu. Ellerim avuç içlerindeyken bir elimi Emir ve Batu tutmuş ve Batu'nun ilk tepkisi de "Ellerin çok yumuşak." Olmuştu.

Dayanamayıp güldüğümde, onlar da kısa bir gülüş sergilemişti.

"Özür dilerim."

"Ben de özür dilerim."

"Ben sadece yalan söylediğim için özür dilerim. Yoksa senin kendini koruyacağını bilsem bile bu Yağız'ı sevemedim ve herhangi bir ters anına düşer diye izlemek istedim."

Bir saniye durup devam etti. "Benim yapacağımı öğrendikten sonra da bana katıldılar zaten. Hem babaannem için artık hayırsız torunum."

Gözlerim ellerimde Baran'ı dinledikten sonra Batu ve Emir'in tuttuğu elimi çekip onu iterek sırt üstü arkaya düşmesini sağladım.

"Ah!"

Canı çok hatta çok çok acımış gibi inledikten sonra huysuz homurdanışı yükseldi. "Canım acıdı bre zilli!"

Göz devirdiğimde ayağı kalkmış olmalı ki yavaşça önüme gelip Karan'ın yanında diz çöktü. Nedense üçü bir elimi, Karan bir elimi tutuyordu. Üçü birden işaret parmaklarını avuç içime bırakmıştı. Aslında isteyerek yaptıkları bir şey değildi, Batu, Baran ve Emir'in elleri büyüktü ve benim avcum bu üç el için fazla küçüktü. Sadece baş parmakları avuçlarımda olsa bile ellerinin geri kalanı elimi sarmıştı. Derin bir nefes alıp ellerimdeki eli ve parmakları affettiğimi belirtir gibi sıktım.

Onlara gülümserken duyduğum boğaz temizleme sesi ile sol tarafımızdaki tekli koltuğa oturmuş, bir eli ile çenesini tutarken dirseğini de koltuğun koluna yaslamış Yağız'a baktık. Yüzünde ufak bir gülümseme vardı.

ÜSTEĞMENİN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin