53. "Depo"

426 41 3
                                    

Sınav bir hafta sonra ve heyecanımı hiçbir bok götürmüyor. Bu yüzden de bölüm yazdım 🤷🏻

Keyifli okumalar...

****

Göz kapaklarımın arasından sızan ışık beni rahatsız ederken sağa dönmek istedim ama bileklerimdeki yoğun baskı buna engel oldu. Diğer tarafa yaptığım aynı hareketle yine baskı hissettiğimde yüzüm buruştu.

Çok uzaklardan geliyor gibi adım sesleri yankılandığında, saymaya çalıştım. Üç veya dört kişilerdi. Bir dakika, sesler artıyor? Beş? Sekiz? Oha oha on bir.

Tedirginliğim beni ele geçirmek için gayet iyi sebepler sunarken göz kapaklarımın titrememesi için kendimi zorluyordum. Bükülmeye çalışan alt dudağım beni zorluyordu ve çok kısa bir an boş verip yaşadığım duruma ağlamak istedim.

O kadar eğitimden geçtim, psikolojik olarak her türlü durumla karşı karşıya gelebilirim diye neler neler işittim. Gerçekte bunların bir bok önemi yoktu! İçimdeki korkuyu bastıramıyordum çünkü burada babam yoktu. Beni zorlasa da, küçük de görse, dinlemese de yoktu ve bunu şu anın her detayından fark ediyordum.

Korkum daha da artarken yaşadığım bilinmezliğe küfrettim. Tam yüzümün ortasına gelen bir ışık vardı ve etrafımda duran veya yürüyen insanlar konuşuyordu. Ne dediklerini o kadar çok anlamıyordum, ki içimdeki korku ve üzüntü daha da artıyordu. Kalp atışlarımın hızı daha da artarken avuç içlerim terlemeye başladı.

Sessizce nefesimi bırakıp yanı başımdan gelen sesi dinledim. Yoksa korku ve heyecandan kalbimin durumu hiç iyi hale gelmeyecekti.

"Ne zaman uyanacak?"

Anlayamadığım tuhaf bir şivesi vardı. Doğu ile Karadeniz arası ama emin de olamıyorum çünkü e ve k harfini boğazdan söylemişti.

"Emin değilim, efendim. Her an uyanabilir."

Bu sesten sadece iki saniye sonra yüzümde bir nefes hissettim. Yemin ederim, içimdeki duyguların, yaşadığım andaki dehşetin tarifini yapamıyorum. O kadar...

Korkunçtu ki...

Bu kişi benim katilim bile olabilir ve bunları düşünmek daha çok korkmama sebep oluyor. Aklımı toparlayamıyorum. Aniden alnıma silahı dayayıp beni öldürebilir. Bunu düşünmek diken üstünde yatmama sebep oluyor.

"Bak doktor, uyandır şunu, adamı hasta etme." I harfleri kesinlikle i, u ise ü. Ama her durumda.

Sakinleşmem lazım. Böyle saçma sapan şeyler düşünerek bunu yapamam.

Doktor olduğunu tahmin ettiğim kişi aniden bileğime dokununca yutkunmamak için kendimi zor tuttum. Elimin üstündeki kelebeği sanırım kontrol etti elimi bıraktı. "Uyanması gerekiyordu."

"Lan," Dedi, biraz önceki adam. "Ne verdiniz kıza, oğlum?!"

Beni kaçıran döl israfları tedirgince konuştu. Onları elime geçirdiğimde kemiklerini kırmazsam bana da Umay demesinler. "Ağam, dediğin ilacı kullandık, vallaha."

Aralarında birkaç şey daha konuştular ama benim uyanmam üzerine olduğu için dikkat etmedim. Zaten sonrasında da oda olduğunu tahmin ettiğim yerden çıktılar.

Hiç ses duymadığımda, göz kapaklarımı çok az açıp çevreme baktım. Depo gibi bir yerdeydim ve tavan çok yüksekti. Kamera olsa bile -ki hiç sanmıyorum- beni net göremezlerdi.

Gözlerimi birkaç kez açıp yoğun ışığa alıştığımda, derin bir nefes alıp bıraktım. Titreyen ellerim ve bacaklarım, yaşadığım şoku daha iyi açıklarken yutkunup başımı çok hareket ettirmeden halime baktım.

ÜSTEĞMENİN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin