GÜNCELLEME:
BU BÜLÜMÜ FİNAL BÖLÜMÜ OLARAK KABUL EDİN ARKADAŞLAR.
"Durumu stabil. Gün için uyanacaktır."
Yanı başımda gelen sesler, nihayete bir mantığa kavuştuğunda, duyduğum ses sanırım doktora aitti. Biraz sonra kulaklarımı dolduracak olan cümlelerin sahibi ise babam.
"Emin misiniz? Dün de aynı şeyi söylemiştiniz."
Sesi, şimdiye kadar hiç duymadığım şekilde yorgun geliyordu. Sanki omuzlarına binlerce dert verilmişti de sıkıntıdan böyle konuşuyordu.
"Biliyorum, Yavuz Bey ancak kızınıza bağlı, bu durum. Ne kadar çabuk toparlanacağı ona bağlı."
Başka bir cümle yükselmediğinde, "Geçmiş olsun." Demişti. Sonrasında birkaç adım sesi ve kapının açılıp kapanması.
"Yavuz, ben dayanamıyorum." Annemin sesindeki yorgunluk ve üzüntü, kendimi daha da kötü hissettirirken daha dikkatli olmama gerektiğini biliyordum. Kendimi şuursuzca tehlikeye atmıştım ancak bunların elimde olmadığını bilmek, biraz olsun vicdanımı rahatlatıyordu.
"Bizim kızımız o." Demişti babam, ancak sesindeki ufak titremeyi gözden kaçıramamıştım. O da endişeleniyordu. Ne zamandır uyutuluyordum bilmiyorum ama belli ki çok zaman geçmişti. Yoksa babam kolay kolay kendini bırakmazdı.
"O bizim kızımız ama sadece bir çocuk!" Annemin bağırışına, ister istemez korkarken babamın ses çıkarmaması üzerine bir kez daha korkmuştum. "Bunca zamandır, bizim kızımız, bizim kızımız deyip durdun! Bir kez olsun baba gibi davranmadın, kızına!"
"Benden farkın varmış gibi konuşma, Ayşen. Ne kadar babasıysam, sen de annesisin. Bir kere olsun gelip, durdurmayı denemedin. Kızımıza bu kadar yüklenmeseydim, şimdi kurtarmak zorunda olduğu çocuklardan ne farkı kalacaktı?!"
"Biraz da normal bir çocuk olsaydı, Yavuz! Babasının yaptıkları yerine sokakta düştüğü için yara bere içinde olsaydı. Tek derdimiz kızımızın sevgilisi olsaydı. Tek kızacağımız şey düşük gelen notları olsaydı!"
Büyük bir ses yükseldiğinde, sanırım babam sandalye devirmişti. "Ben çok mu memnunum halinden? Gelip kendi istemedi mi? Kaç yıl peşimden koşmadı mı? Ne yapsaydım?! Kızımın tek hayaline yüz mü çevirseydim!? En azından kendini koruyabiliyor diye avutmadın mı kendini?"
"Ne yapabilirim, Yavuz?! Gelip de bir gün olsun canım acıyor dedi mi? Bir kez olsun yanında yatırdı mı? İstemedi yardımımızı. Onu korumaya çalıştığımızda bizden uzaklaşmadı mı?"
"Umay'ı suçlama, Ayşen. Bir kere yardım istedi diye üç ay evden çıkartmadın. Bir kere yaralarını gösterdi diye bir yıl boyunca çalışmasına izin vermedin. Onu korumayı bile, sevdiği şeylerden uzaklaştırmak diye biliyoruz. Bizden neden yardım istesin?"
Şimdi ikisinin de sesi ağlayacak gibi geliyordu. Buna hazır mıydım bilmiyorum ama anne ve babasının ağlama seslerini hiç kimsenin duymak isteyeceğini sanmıyorum. Biraz sonra bir iç çekiş duydum. Sanırım babama aitti. "Gel." Bir fısıldayıştı, annemi çağıran. Sarılmış olmalıydılar.
"Ben anne olamadım, Yavuz." Ağlıyordu.
Hayır, bunu duymak, bilmek istemiyorum. Anne, hayır!
Kolumu, elimi, bacağımı; herhangi bir uzvumu hareket ettirmeye çalıştım ancak duyduğum acı, ilk kurşunu sıktıklarında oluşan acının katbekat fazlasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜSTEĞMENİN KIZI
ChickLit(Tamamlandı) Bu sefer kızımız pek masum değil. ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° ° İçinde çok az gözükecek olan LGBT sahneleri vardır. Rahatsızlık duyacaklar okumasın. Bxg olsa da bxb'ye de düşüyorum.