https://drive.google.com/file/d/1-3XPQT2Gn9FnR1dfupZslWTfGfad82eZ/view?usp=sharing
Karizmatik, yakışıklı, işinde oldukça başarılı olan çapkınlıklarıyla da nam salmış bir adam.
Masum, çekici bir o kadarda güzel olan, zaman zaman aşkın gözü kördür fel...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elif, hazırladığı masaya şöyle bir göz attı. Gördüklerinin memnuniyeti yüzüne yansıyınca son kez üstüne başına çeki düzen verdi. Düz fönle şekillendirilmiş saçlarını geriye doğru atarken iç çekti. Bu anı kendisi ve Anıl için özel kılmak istiyordu. Bu yüzden en sevdikleri, daha doğrusu aralarındaki ilişkinin başlangıcına sebep olan Have I Told You Lately şarkısını açtı. Onun salona sızışını, eşyaların üzerine sinişini, oradan kulaklarına dolmasını yüzünde beliren kocaman gülümsemesiyle dinlerken ister istemez ilişkilerinin başladığı o geceye gidiyordu.
Belki keramet şarkıdaydı, belki de hissettiklerinde ama Elif hayatında ilk kez başına buyruk davranmış, kendinin, kalbinin, bir erkek tarafından şımartılıp kuşatılmasına izin vermişti. Ve hayatında ilk kez bir erkeğin, üzerinde kurduğu otoriteyi böylesi cazip bulmuştu. En basitinden söyleyecek olursa, kıyafetlerine, bir de vücudunun belirli yerlerinde olan dövmelerine karışılmasına asla katlanamazdı. Babasıyla bu konuda az çatışmamıştı hani, fakat Anıl söz konusu oldu mu aynı direnci hiçbir zaman gösterememişti. Bunlardan çok da hoşnut olmadığını dile getirdiğinde ona hemen boyun eğmesi belki garipti ama aşk da böyle bir şeydi işte. Asla yapmam dediğiniz her şeyi yaptırıyordu size. Aşk, kesinlikle ama kesinlikle, büyük sözlerinizi yutturan, sizi kendinizden soyutlayıp o'na dönüştüren görkemli bir duyguydu...
Daha yarım saat önce aramış, konuşmuşlardı. Arda abisinin halini ağzı kulaklarında şekilde anlatırken kendi de ona eşlik etmişti. Anlaşılan şu Çiğdem denilen kız onun kalbini kısa sürede çalmayı başarmıştı. Abisi adına mutluydu mutlu olmasına da kendilerine ne zaman sıranın geleceğini içten içe hep sorguluyordu. Asıl sınavın bundan sonra başlayacağının bilinciyle boğazı kurumaya başladı. Korkuyor muydu sahiden ? Belki evet, ama Anıl'ın varlığı hepsinin üstünü örtmeye yetiyordu. Ona ve aşklarının büyüklüğüne güveniyordu. İşte tüm bu çılgın cesareti de buradan kaynaklanıyordu.
Kalp çarpıntılarını ve heyecanını dindirebilmek için bu kez içkisinden büyük yudum aldı. Onun, vücudunun sıcaklığına uyum sağlamasının tadını, baş döndüren müziklerini yeniden başa sararak süsledi. Gözlerini kapayıp sevdiği adamın yüzünü düşledi. Kendisini görünce vereceği tepkiyi, sıkı sıkı sarılmalarını, dudaklarını büyük bir açlıkla sömürüp özlemlerini gidermeye çalışmalarını...Hepsini tek tek üşenmeden hayal edip kafasında şekillendirdi. Ve Elif artık o anların bir an önce gelmesini istiyordu. Tam bu sırada bir tıkırtı sesi işitti. Kapının üzerinde dönen anahtarla beraber eli ayağı da birbirine dolanmıştı. Sonraki işittiği seslerse az önce kurduğu hayalinle bağdaşmayacak kadar kabustu! Bu yüzden bankonun dibine doğru hareketlenip hızla eğildi.
Bu kez bitmişti. Kesinlikle bitmişti!
Arda ikisinden önce davranıp içeri girdiğinde gördükleriyle kalakaldı. Burnuna değen karışık yemek kokularını içine çekerken hafif bir ıslık çaldı, yüzüne yerleşen hınzır ifadeyle de arkadaşına döndü.
