43.Bölüm

5.6K 280 230
                                    

Bölüm Şarkılarımız: Model/Yalnızlık Senfonisi - Pazar Kahvaltısı

Duydukları ve gördükleri karşısında bir öfke silsilesi yokladı bedenini

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Duydukları ve gördükleri karşısında bir öfke silsilesi yokladı bedenini. Eliyle kırışmış alnını kurcaladı durdu. Bunların hiçbiri doğru değildi. Tanrı aşkına, Arzu'dan bahsediyorlardı; her konuda fedakarlık edebilecek bir kadından...Yakasına yapıştı Osman'ın. Aniden gelen hareketle adam da neye uğradığına şaşırdı. Evren'in üzerinde artan baskısı nefesini güçsüzleştiriyordu. Ona sesini duyurmaya çalışırcasına '' Abi,'' dedi. İşe yaramış olmalıydı ki adam kendisini silkeleyerek bıraktı. Evren başını kabullenemediğinden iki yana salladı. Gözlerinden fışkıran hiddet bedeninde nefretiyle kol geziyordu adeta. '' Bana, bu anlattıklarının, gösterdiklerinin hepsinin palavra olduğunu söyle Osman!'' Adam bir an yaprak gibi titrese de başını bir cesaretle üzgünmüş havası vererek iki yana salladı. O andan sonra Evren'i durdurmak çok güçtü. Etrafta kendisine bakan ürkek gözleri, pısmış bedenleri aldırmadan asansöre yöneldi. Yıkılmıştı Evren. Az önce öğrendikleriyle her şey yeniden tepetaklak olmuştu ama yine de sakin olmaya zorlayacaktı kendisini. Tüm bunların mutlaka mantıklı bir açıklaması olmalıydı. Olmalıydı! İçi yanıyordu adamın. Hiçbir ihanet bu kadar kavurmamıştı kendisini, bu kadar köreltmemişti buz kesen yeşillerini, bu kadar öfkeyi siper edinmemişti savaşa hazır olan bedenini...

'' Yapmamış ol Arzu! Yalvarırım bunu bana yapmamış ol!''

Eve girdiğinde kendisini karşılayan sessizlikten hiç hoşlanmadı. O çocuk yaştaki Evren'e dönmüştü sanki. Annesini kaybettiğinde de aynı matem havası hakimdi evin duvarlarına. Zar zor yutağından geçen sıvıyla gözlerinden sızacak yaşlarını bastırıyordu. Son bir gayretle merdivenden çıkarken seslendi adını. Dilinde tüy bitse de bıkmazdı onun adını dilendirmekten.

'' Arzu,'' dedi adam. Sesi telaşlı, aynı zamanda da tehlike barındırıyordu.

'' Asuman anne,'' dedi bir süre sonra ve kaldığı odanın kapısını araladı ağır ağır. Yatakta yoktu yaşlı kadın, ancak dağınık görünüyordu etraf. Ahmet dedi aklında beliren bir ışık. Okuldan dönmüş olacağını düşünerek yan odaya geçti. Diğer odanın aksine düzenli görünüyordu. Gözleri daha ağlamadan kızardı. Başını gövdesiyle beraber arkaya çevirdi. Omuzlarındaki yük taşıyamayacağı kadar ağır olduğundan kamburlaşmıştı. Attığı adımlar yatak odalarının kapısının başında durakladığında adeta yalvarıyordu genç adam. Kendisini, bırakıp gitmemiş olmasına inandırıyordu. Duyduklarının yalan olduğunu söylemesini, iftira atıyorlar diye haykırmasını istiyordu. Tüm kalbiyle dilediği tek şey bunlardı. Fısıltıdan farksız sesine, hüznü, nefreti, acısı, ihanetin verdiği bozgunluk karıştı. 

''Arzu...''

Kapıyı uyuşuklukla araladı. Kendisini güler yüzüyle karşılayan eşi yoktu bu sefer. Sadece kokusu vardı, lavanta...Gülümsemesi Azrail kadar can alıcıydı şimdi. Kendi enayiliğine gülüyordu adam. Kalbinin kazıklanmasıyla eğleniyordu. Kahkahaları eşyalarının üzerinden geçip kendi kulağına çalındığında ağır ağır çöktü yere, gocunmadan akıttı gözyaşlarını ve acısıyla yeri yumruklayıp bağırdı.

Ben Bir Tek Kadın Sevdim O da Sendin!(Tamamlandı) Bu Defa B'aşka Seri-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin