https://drive.google.com/file/d/1-3XPQT2Gn9FnR1dfupZslWTfGfad82eZ/view?usp=sharing
Karizmatik, yakışıklı, işinde oldukça başarılı olan çapkınlıklarıyla da nam salmış bir adam.
Masum, çekici bir o kadarda güzel olan, zaman zaman aşkın gözü kördür fel...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bugünden itibaren olağanüstü hâl ilan ediyordu Çiğdem. Her gidişi başarısızlıkla sonuçlanmış olabilirdi ya da kapıdan sepetlenmiş de olabilirdi, ama kolay pes edeceğini düşünenler ancak düşündükleriyle kalacaktı! Kaçın kurası olduğunu hepsine gösterecekti.
Odanın ortasında bir sağa bir sola giderken Yasemin banyodan yeni çıkmıştı. Aklından ne tilkiliklerin geçtiğini o bile bilmiyordu. Zavallı arkadaşı, bir bilseydi nelere kurban gideceğini, dakikasına ardına bakmadan tüyerdi. Olsundu ama, ne demişti çok saygı değer atalarımız: 'Arkadaş hatırına çiğ tavuk bile yenir!' Hem aynı şey Yase'nin de başına gelse Çiğdem kendini hiç düşünmeden, koşulsuzca er meydanına atardı. Yasemin'in de aynı fedakarlığı göstereceğinden hiç şüphesi yoktu. Ama işler fikrini sunmaya gelince hiç de umduğu gibi gitmemişti. Yasemin, beklediğinin aksine kati ve sert bir tutumla karşı çıkmıştı dediklerine. Yine de pes etmeye niyeti yoktu.
'' Asla olmaz, Çiğdem. ASLA!''
'' Yase, lütfennnn. Hayat memat meselesi bu.''
Sinirli adımlarıyla dolabına doğru yürüdü. Önünde dikildi. Askıları serice elinden geçirirken aradığını bulmanın rahatlığıyla nefeslendi. Kıyafetlerini rastgele şekilde yatağının üzerine bırakırken, Çiğdem de onunla birlikte hareket ediyor, çocuksu sesiyle de vicdanına oynamayı sürdürüyordu.
'' Kızım, cebimizde beş kuruşumuz yok! Ağzımız desen yakında açlıktan kokacak. Simit yemekten midemiz susam sarayına dönecek. Sen kalkmışsın, kulübe gitmekten bahsediyorsun. Hem de bir gece kulübüne!''
İtiraf etmesi gerekirse Yasemin'in sesi feci cırtlaktı. Kulaklarını, arkadaşının gözünün içine bakarken tıkayamayacağı için suratını ekşitmekle yetinmişti.
'' Bir şey içmeyiz biz de ?''
Yasemin ani manevra yapıp Çiğdem'e doğru döndü. Yerinde tepinmek ister gibi bir hali vardı. '' Güzelim, lütfen mantıklı düşün.'' Dişlerini, sırf ağzından onu kıracak sözcükler dökülmesin diye birbirine bastırıp sıktı. '' Oraya girmek için bile arkanda dayının olması gerekiyor. Benden daha iyi biliyorsun bu prosedürleri! '' Ardından eşyalarını üzerine geçirmeye başladı ama siniri hâlâ tazeliğini koruyordu.
'' Biliyorum...''
Arkadaşının kısık çıkan sesine rağmen yumuşamadı.
'' Ee, o zaman ? ''
Omuz silkti Çiğdem.
'' Yase, içeri girmesek de olur. Uzaktan da olsa onu görmek istiyorum. Bir haftadır yapmadığım şey kalmadı, sen de biliyorsun. Bir arkama teneke bağlanıp zil çalınıp oynatılarak uğurlanmadığım kaldı. Bir şansımızı denesek ? Çok kalmayız zaten. ''
'' Allah'ım,'' diye yakaran Yase, yüzünü buruşturdu ve bezmiş bir halde kendini yatağa bıraktı.
'' Ne görmek istiyorsun ya da ondan beklentin ne anlamıyorum ki...Aç artık gözünü Çiğdem. O gün yaşadıkların orada kaldı!''
