16.Bölüm

8.4K 490 332
                                    

Bölüm Şarkımız: Gülşen/Be Adam

Arda, kızı görür görmez arabasını kenara park etti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Arda, kızı görür görmez arabasını kenara park etti. Genç kızın salaş kıyafetleriyle apartmandan çıkışını izledi dalgınca. Yüzünde beliren gülümseme, izlediği ve şahit olduğu her bir görüntünün ardından daha da katlandı. Bu kız tam bir baş belasıydı. Ama sevimli bir belaydı.

Çiğdem cebinde taşıdığı şeker karşılığında küçük çocuktan kaptığı misketi yuvarlamıştı yerden ve üç tanesini çizginin dışına çıkararak vurmayı başarmış, elini de abartılı bir sevinçle yukarı kaldırmıştı. Yanındaki ufaklığı saçından öptükten ve onu annesine, poposuna hafifçe şaplatarak teslim ettikten sonra kazık kadar olmasına aldırmadan diğer tarafa yönelmiş dakikalarca kız çocuklarının çizdiği seksekte oynamıştı. Onun her sabahki sporu bunlardı işte. Kadriye teyzesinin içini şişiren dedikodularının yarattığı toksini ve stresi mahalleliyle, özellikle de küçük çocuklarla atmaya bayılıyordu. Biraz olsun, günler sonrasında da olsa insanlar arasına karışmak, ona yaşadığı acıları unutturuyor, olması gereken yeri hatırlatıyordu. Çiğdem buydu. O sosyetik sefil sarışının da dediği gibi varoş mahallenin gülüydü ve bundan da onların aksine zerre gocunmuyordu. Kızların eliyle tempo tutmasından aldığı gazla bir tur daha döndü. Gitmeden evvel de yarına iplerini getirmelerini söyledi. Laleli bir oynamayalı uzun zaman olmuştu. Dönüş yolunda da ağzına attığı ekmek parçasıyla ve torbasıyla sallana sallana yürürken esnaf amcalara, camındaki çiçeği sulayıp dedikodu peşinde koşan teyzelere selam vermiş, ayağının ucuna kadar gelen topa kadar da kırlarda dolaşan, Peterine kavuşan Heidi misali süzülüp pembe bulutların tepesine tırmanmış, günlük Polyanna limitini de fazlasıyla depolayıp doldurmuştu. Bu da onu tekrardan dramalar kraliçesi olana, Arda Akın'ın aşkından geberip yataklara düşürüne ve o zehri Romeosundan önce kan kusa kusa içen Juliet'e döndürene kadar idare ederdi...

'' Çiğdem abla, topu yollasana!'' Uzaktan bağıran, el kaldıran çocuklara baktı. Sonra her nasıl olduysa artık onların da işine burnunu soktu. İtişip kakışmadan duramıyorlardı. Bir taraflarını kıracaklardı. Ki küçükken topu ıskaladı diye birkaç hafta ayağı alçıda gezdiğini hatırlıyordu. Arkadaşlarının oraya attığı imzalar bile mutlu etmemişti Çiğdem'i. Pencere önünde günlerce oyun oynayan arkadaşlarını izlemiş, huysuzluğuyla anne babasını canından bezdirmişti. 

''Sen ver bakayım o topu bana.'' 

'' Ne yapacaksın ablacım sen topu ?'' 

'' Size futbol itişip kakışmadan nasıl oynanır onu göstereceğim,'' dediğinde çocuklar gülmeye başladı. 

'' Abla, sen git orada kızlarla seksek oyna. Bu oyun seni aşar.'' 

'' Lan, yemeyeceğiz ya, iki üç teknik bir şeyler göstereceğim, sonra gece gündüz bana dua edeceksiniz.'' 

Çocuklar yüzüne boş boş bakınca kendi işini kendi gördü ve elindeki torbayı bir evin tokmağına astı. Kucakladığı topu düz zemine yerleştirip bazı vuruş tekniklerini gösterdi. Çocuklar bundan sıkılıp topu alınca kaşlarını çattı. 

Ben Bir Tek Kadın Sevdim O da Sendin!(Tamamlandı) Bu Defa B'aşka Seri-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin