Bölüm Şarkımız: Model/ Değmesin Ellerimiz
Ev hayatına adım atalı tam tamına bir hafta olmuştu. Sema'yı az çok tanıdıklarından birbirlerine alışma sürecini kolayca atlatmışlardı. İpek de iyi kızdı hem. Ders saatleri uyuşursa üniversiteye birlikte gidip geliyorlardı. Aralarında iş bölümü yaptıkları için de pek sorun yaşamıyorlardı. Yaşadıkları ev öyle ahım şahım bir şey değildi. Tipik öğrenci evlerindendi yani. İki küçük odası, bir de dikdörtgen salonu vardı. Mutfağı da öyle çok büyük değildi. Banyo ile tuvalet de bir aradaydı. Bir de, küçük de olsa salondan dışarıya açılan balkonları vardı. Biraz da bakımsızdı. Hatta iyi bir badanaya ihtiyacı vardı evin. Ama elde avuçta olanlar anca kirayı ödemelerine ve boğazlarını doyurmaya yetiyordu. Kaloriferler bir yerden sonra evin içini ısıtmaya yetmese de başlarını sokacağı bir damları var mıydı, vardı. Buna da şükür ediyordu Çiğdem...
Yaklaşan vizelerinden dolayı kendini derslere vermeye çalışmasıyla, Arda Akın'ın aklına düşmesi bir oluyordu. O günden sonra bir daha gerçekten karşılaşmamışlardı. Çiğdem de bunun için özel bir çaba harcamamıştı doğrusu. Kendisini hayatında istemeyen bir adamın karşısına çıkacak, yüzsüzlük yapacak değildi! Omuz silkti ve onu unutmanın kendi hayrına olacağını içinden sürekli tekrar edip mümkün olmasa da kalbine kabullendirmeye çalıştı. Zor da olsa bunu yapmak zorundaydı.
Sema kapıyı kapatıp neşeyle içeriye girdiğinde kulaklığını çıkardı. Paltosunu girişteki portmantoya asarken yemek kokularını içine çekti. Aralarında yemek konusunda becerikli olan tek kişi İpek idi. Ve görünüşe göre arkadaşı yine döktürmüştü. Ayakkabılarının bağcıklarını çözerken tekrar şansını deneyip kızlara seslendi. Ancak kimseden karşılık alamadı. Endişeyle salona girdiğinde sandalye üzerinde dalgınca oturan Çiğdem'i gördü.
Salona pat diye dalan arkadaşıyla birlikte dalgınlığından sıyrılan Çiğdem gülümsemeye benzer bir ifade takındı. Bunu son günlerde huy edinmişti kendine. Hayatımdan memnunum, mutluyum diyordu sahte ışıltısıyla. Kalbi aksini bağırsa da, mutsuzluktan geberse de önceliği çevresindeki insanlardı. Onları her ne sebeple olursa olsun artık üzmek istemiyordu.
'' Aa, kuzum, sen evde miydin ?"
"Evet, dersim erken bitince eve geldim. Sizi bekleyemedim."
" O kadar da seslenmiştim halbuki, niye ses vermedin ? Hasta falan mısın yoksa ? Sabah da pek bir şey yemedin zaten. Durgunsun da son günler. Bak biz arkadaşız. Varsa bir şey, bir sıkıntın, evle ilgili ya da bizle, çekinmeden söyle lütfen. İçine atma öyle...''
'' Ay, yok canım benim, olur mu öyle şey. Sınavlardan dolayı böyleyim ben. İşin içinden nasıl çıkacağım diye düşünüyordum. O arada da biraz dalmışım. Kitaplara yani.'' Önündeki kitaplarını işaret etmesinin ardından hızla ayaklanıp arkadaşına sarıldı.
'' Siz iyi ki varsınız yoksa. Olmasanız, daha neler düşünmek zorunda kalacaktım bir bilsen. Bu sınavlar solda sıfır kalırdı yanında. Beni büyük bir dertten kurtardınız.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Bir Tek Kadın Sevdim O da Sendin!(Tamamlandı) Bu Defa B'aşka Seri-1
Novela Juvenilhttps://drive.google.com/file/d/1-3XPQT2Gn9FnR1dfupZslWTfGfad82eZ/view?usp=sharing Karizmatik, yakışıklı, işinde oldukça başarılı olan çapkınlıklarıyla da nam salmış bir adam. Masum, çekici bir o kadarda güzel olan, zaman zaman aşkın gözü kördür fel...