https://drive.google.com/file/d/1-3XPQT2Gn9FnR1dfupZslWTfGfad82eZ/view?usp=sharing
Karizmatik, yakışıklı, işinde oldukça başarılı olan çapkınlıklarıyla da nam salmış bir adam.
Masum, çekici bir o kadarda güzel olan, zaman zaman aşkın gözü kördür fel...
Herkese mutlu, musmutlu yıllar canlarım. Her şey gönlünüzce olsun. Sağlık, huzur,para, aşk, her ne diliyorsanız o gelip sizi bulsun ve hiç bırakmasın. Sevgiler. ❤ Bir de size soru, her gün bölüm ister misiniz ? Alıntıları gündüz, akşamları da bölüm. Çünkü böyle hikaye herhalde bir 5 ayı bulacak, beğenen arkadaşlar da yorum yapanlar da belli istediğim verim yine oluşmadı, sadık okuyucularım olmasa, yine başladığımız noktada olacakmışız. Onlara ayrı olarak teşekkür ediyor, okuyan tüm arkadaşların fikirlerini bekliyorum.
Bölüm Şarkımız: Çelik/ Affedersin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Saatler, işkence eden bir hızla geçip gidiyordu. Gözlerini bir ara bitkinlikle dayanamayarak kapatmıştı. En son düş aleminde Arda Akın ile yaşadıklarını görmüştü ve sonra rahatsız edilerek hayata döndürülmüştü. Başına dikilen adamlardan teki, pis ayakkabısı ile belinden ittiriyor, rahatsız edici bir tonlamayla da uyanması için emirler yağdırıyordu.
'' Kalk hadi!''
Patronlarının sesine benzemiyordu bu. Adamın en son dedikleri aklına geldikçe hep aynı korkuyu hissediyor ve o anı yaşayacağına ölmeyi tercih edeceğini içinden yenileyerek söylüyor, kötü bir şeyler olmaması için de Allah'a dualar ediyordu. Yüzüne tutulan fenerle gözünü kıpırdatmaya başlamıştı mecburi olarak. Diğer adam da hızla yanına çömelmişti. Ürktüğü için başını geriye doğru yatıran genç kız, dudaklarındaki esaretten kurtulduğunu da ancak o an fark edebilmişti. Muhtemelen uyuduğu esnada gerçekleşmişti bu eylem. Kendisine dokunan ellerinden tiksinerek yerinde debelenmeye başlayınca, adam, kolunun kaba etini kavramış ve ona karanlık bir bakış atmıştı.
'' Bana bak, rahat dur ve beni kötü şeyler yapmaya mecbur etme!''
Bedenini öne doğru iterken kafasına sertçe vurmuş ve genç kızın acıyla inlemesine sebep olmuştu. Ağzında hâlâ bez parçasının olduğunu sandığından konuşmuyor, sadece içi dışına çıkana kadar, boğazını yırtarcasına ağlıyordu. Bir anda elleri de gevşeyince özgür bırakıldığını düşünmüştü. Belki de vazgeçmişlerdi yapacaklarından. Bu düşünce bir umut gibi içinde yeşerince anlamsız bir heyecana kapılmıştı. Ancak, çenesi, dibindeki adam tarafından sertçe kavrandığında gerçek dünyaya dönebilmişti. Ürkek bir ifadeyle ona bakarken nefesinin de kalp atışları gibi hızlandığını fark etti.
'' Eğer sesini çıkaracak olursan, seni patronun gazabını göze alarak gebertirim! Sana bağışladığı üç günlük ömrünün tadını çıkar ve bizimle iyi geçin! ''
Bedenen yokları oynayan kızı, arkadaşının kolları arasından çekip aldı.
'' Bırak şunu da yemeğini yesin. Sonra hemen bağlayalım. Patronun dediklerini unutma!''
