22. Bölüm

9.3K 435 215
                                    

Gecikmiş de olsa Regaip kandilinizi ve Sekiz Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününüzü kutluyorum canlarım. Beraber nice güzel günlere erişmek ve dualarda buluşmak ümidiyle.

Bölüm Şarkımız: Serdar Ortaç/ Gamzelim

Zil, ikinci kez ısrarla çalınca daha fazla bekletmedi ve kapıyı hızla araladı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zil, ikinci kez ısrarla çalınca daha fazla bekletmedi ve kapıyı hızla araladı. Genç kızı karşısında görünce tüm endişelerini, heyecanını anlıkta olsa askıya aldı. Bir insan, birkaç saat içinde hiç bu kadar özlenebilir miydi ? Arda özlemişti; hem de öyle böyle değil çok özlemişti. Kızı kendine çekip sıkı sıkı sarası, dudaklarına onu nefessiz bırakacak kadar yapışası, o güzel kokusunu muhtaç olduğu oksijen gibi içine çekip ciğerlerine yuvarlayası vardı lakin azıyla yetinmek zorunda olduğunu bildiği için sadece onu beğeniyle süzebiliyordu. Tüm sevgisini ona bakarak sunuyordu. Onun varlığına olan ihtiyacını gözlerindeki ışıltılarla aşılamaya çalışıyordu.

Çiğdem de genç adama bakıyor, bakışlarını başıyla beraber devirmemek için kendiyle mücadele veriyordu. Daha ilk günden ev buluşmasına evet demekle doğru bir şey mi yapmıştı pek emin değildi. Zira Arda'nın üzerinde dolanan bu bakışları ateşini fitillemek dışında bir işe yaramıyor, o anlarda kendini de daha çok saunada rehin kalmış da boğuluyormuş gibi hissediyordu. Vücudunu olağan hızla istila eden bu duygu Arda'nın içini ısıtan gülüşüyle birleşince fokur fokur kaynayan kazandan farkı kalmıyordu.

'' Affedersin, geçsene,'' diyen genç adam da kendini toparlamış, ona geçmesi için yol vermişti. Ama yay gibi gerilen bedenine yapacağı bir şeyi yok gibi duruyordu. Çiğdem başıyla teşekkür etmiş, daha önce hasta olduğunda rahatça girdiği bu eve bu kez çekinerek adım atmıştı. Etrafı incelerken bulmuştu kendini birden. Alçak tonda çalan yabancı şarkı kulaklarını doldururken yeniden Arda'nın sesini işitmişti. 

'' İstersen onu ben alayım ?'' 

Çiğdem kendisine boş boş bakınca eliyle kabanını işaret etti. 

'' Montunu yani. Daha rahat edersin.'' 

Aptallığına doymasındı! Adamın içine düşeceğine azıcık da kulağını ona verseydi ne olurdu sanki. Gülümsemeye benzer bir ifade takınıp ona baktı, sonra da montunu üzerinden çıkardı. Arda onu portmantoya asmak için hareketlenirken Çiğdem hâlâ ayakta dikilip duruyor, çekingen halini üzerinden atamadığından da kendisinin ev sahibesi konumunda olan Arda tarafından yönlendirilmesini bekliyordu.

Arda yanına geldiğinde ona baktı bir süre. Ellerini birbirine kenetleyip çarparken kısaca ovaladı ve gergince gülümsedi. O da tam olarak nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Kendisini hiç böyle acemi aşık olarak düşlememişti doğrusu. Sanki dün durup durup öpüşen, birbirine aşk itirafında bulunan kendileri değilmiş gibi davranıyorlardı. İkisinde de hafiften bir çekinme vardı. Aralarındaki çekim ne kadar büyük olsa da adımlarını dikkatli atıyorlardı. Eve davet etmesi zaten yeterince sıkıntılı bir durumdu ama Arda hem sakatlığından ötürü hem de basının olası baskınından dolayı böyle bir karar almış, gözden uzak olabilecekleri yer olarak da burayı belirlemişti. Tek amacı ufaklığının rahat etmesiydi. Yoksa Arda için yakalanacak olmaları bile sıkıntı değildi. Ufaklığı isterse herkese ilan edebilirlerdi. Sadece onun bu kadar ilgiyi kaldırabileceğini sanmıyordu. Yetişme tarzına bakılacak olursa ailesi de bunu hoş karşılamazdı. Onu daha yolun başındayken ailesiyle kendi arasında bir seçim yapmak zorunda bırakmak  istemiyordu. Çiğdem'i şu üç ayda yeterince tanımıştı. Gözünün istedi mi ne kadar kara olduğunu biliyordu. Kendisi için hiç düşünmeden karşısına alacağının da bilincindeydi ama Arda'nın istediği şey bu değildi. O, ona, tüm hayatıyla beraber sahip çıkmak istiyordu. Parçalara ayırarak, eksik bırakarak değil. Kaldı ki kızı yeterince eksilmişti geç kalarak, kırarak, dökerek...İşte bu sebeple kendi gidip almamıştı onu, Çağrı'yı göndermek istediğinde de Çiğdem anında itiraz etmiş, kendisinin gelebileceğini söylemişti ve şimdi de karşılıklı durup birbirlerine bakıyorlardı. Aslında durumdan şikayetçi de değillerdi, saatlerce bıkmadan usanmadan sadece bakışarak da sevgilerini sunabilirler, gözleriyle de özlem giderebilirlerdi ama birinin kontrolü eline alması lazımdı. Arda bunu yapacak tek kişi olunca iş başa düşmüştü. Kızla arasındaki mesafeyi kapatıp kollarından yakalamıştı onu ve saçlarına yakın bir yerlerden öperken sadece eve değil, hayatına da dahil olmasına atıfta bulunarak kalbinden geçen sözleri mırıldanmıştı.

Ben Bir Tek Kadın Sevdim O da Sendin!(Tamamlandı) Bu Defa B'aşka Seri-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin