4. Bölüm

8.5K 561 58
                                    

Bölüm Şarkımız:  Bendeniz&Harun Kolçak/ Elimde Değil 

Nefesini sakız gibi yutmuş olduğundan boğazındaki yumru genzinde takılıp kalmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Nefesini sakız gibi yutmuş olduğundan boğazındaki yumru genzinde takılıp kalmıştı. Gözlerini de batmış olduğunun verdiği esaretten dolayı serice oynatıp duruyordu. Ateş gibi yanan vücudunun sebebiyse, elbette aşırı dozda tükettiği tebeşir tozu değildi; yediği haltın ta kendisiydi. Arda, karşısında, paslanmaz bir çelik, aşılmayacak bir duvar, sarsılmayacak bir kale ve yıkılmayacak bir kaya gibi dikilip dururken buzdan bakışları üzerine lapa lapa yağan kar taneleri gibi üşüşüyor, ayakta durmaya mecali kalmayan halini iliklerine kadar üşütüp bedeniyle beraber kutuplarına hapsediyor, kara kışına da mesken tutuyordu. Bir cevap bekliyor olmalıydı haklı olarak. Dudakları bunun için kıpırdansa da bir türlü konuşamıyor, sesini istediği gibi çıkaramıyordu. Herkesin hakkından gelen çenesi, bu adamın karşısında, tek bir bakışıyla lâl oluyordu. Çok istemesine rağmen sözcükleri sese dönüşüp cümleye dökülmüyordu. Bu sessizlik genç adamın da sabrını taşırmış olmalıydı. Yoksa ne diye dibine kadar sokulup patlayıcı bir madde gibi kulağını sağır eden bir gürültüyle kendisine hesap sorsundu ki...

'' Sana diyorum, ne arıyorsun burada ? ''

Gözlerini, sesinin yankısının kulak zarının içinde susmasıyla yavaşça araladı. Yüzündeki buruşma ifadesini de bir çırpıda sildi. Vücudu desen aralarında esen soğuk rüzgarın etkisiyle tir tir titriyordu. Bir de burun direği onun harika kokusunu es geçebilse ve etkisi altına bu kadar kolay girmese o kadar iyi olacaktı ki...Ama ne mümkündü; bu adam yanındayken kalbi dahil hiçbir uzvuna söz geçiremiyordu. Keşke bunların üstüne bir de gocunmadan onun gözlerinin içine bakma gafletinde bulunmasıydı. Adamın siyah gözleri capcanlı bir öfkeyle parlıyordu şimdi ve kendisi o girdaba gönüllü olarak çekiliyordu. Kaybolacağını bile bile sapmıyordu yolundan. Hesap sorulan taraf olması bile cezbedici geliyordu. Galiba mazoşisti. Bu halinin başka açıklaması yoktu. Ah, bir de dili pelesenk olmuş gibi tek bir kelimeye takılmasaydı, daha iyi olacaktı. Hangi canlı rezillikte bir dünya markası olmayı bu kadar kafaya koyardı ki zaten; kendisinden başka yani...

'' Ben, şey...şeyi şey yapmak için şeyden şey ediyordum ki...''

Dudaklarını çuvallamasının şerefine dişlerinin arasına kıstırarak ödüllendiren genç kız, dakikasında acıyla inledi.

Arda, arabasının ön cephesine yaslanırken tek ayağını boşlukta bırakmıştı. Kendinden emin duruşuna oldukça küstah olan ifadesini takmış, sanki tüm bunlar yetmiyormuş gibi kollarını da göğsünün hizasında kavuşturmuştu. Tek kaşını alayla kaldıran adam, bu kez sorgulayıcı bir şekilde soru cümlesini sıralamıştı.

'' Sen, neyi ney yapmak için ne ettin, anlayamadım ? ''

Genç kız, omuzlarını yenilgiyle düşürmüş, başını da, yaptıklarının utancından dolayı yere eğmişti ki, Arda Akın'ın o kahkaha kokan sesini işitmişti. Alttan bir bakışla onu süzdüğünde anlamıştı kendisini tiye aldığını. Ebeveynlerinden azar işiten çocuğun küskünlüğünde ona bakıyordu şimdi. Alt dudağı desen çoktan aşağıya doğru sarkmıştı. Bu ezici üstünlük, genç adamın da epey bir hoşuna gitmiş olacaktı ki tavrıyla eğlenmesini sürdürmüştü. Kendisine doğru yaklaşıp sağ elini kulağına doğru götüren Arda seni duyamıyorum hareketini yapıp boşta kalan elini sallandırmış, sorusunu cevaplandırmasını istemişti.

Ben Bir Tek Kadın Sevdim O da Sendin!(Tamamlandı) Bu Defa B'aşka Seri-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin