Ben Bir Tek Kadın Sevdim O da Sendin!(Tamamlandı) Bu Defa B'aşka Seri-1

12.Bölüm

Bölüm Şarkımız: Çelik/ Kim Daha Çok Seviyor

Aslan-Sema, Yasemin- İpek iki kola dağılıp mekanın çevresinde onu ararken Çiğdem bir belanın içine daha düşmüştü. Daha fazla bu saçmalığı sürdürmese fena olmayacaktı. Gülmüşlerdi, eğlenmişlerdi, intikamını da almıştı işi de o noktada bitmişti. Tabii durum kendi penceresinden bakıldığında böyleydi. Mekandaki müşterilerle sahibi aynı fikirde değildi. Böğürmeleri bir yana bir de bir daha bir daha diye diye elleriyle tempo tutmuyorlar mıydı deli oluyordu. Sahneden inmemesi için her kafadan bir ses çıkıyordu ki pos bıyıklı amca bu durumdan çok memnundu. Geneli erkek olmak üzere çoğu istek şarkılarda bulunuyordu. Peçeteyle yazıp yollayanlar bile vardı. Kağıdı uçak yapıp arkalardan fırlatanlar, kendisine açık açık sarkanlar da yok değildi... Kasap et koyun can derdindeydi anlayacağınız...Bir tek Arda anlıyordu halinden galiba. Öyle olmasa ne diye kendisi için hırgür çıkarıp başını da gece gece derde soksundu. 

Olayı başa saracak olursak, tam olarak son şarkısını da noktalayıp topuklamaya çalıştığında vuku bulmuştu. Arda ve eceline susamış iki mankafa kendisi için -evet evet, yanlış okumadınız kendisi için- mekanı birbirine katmıştı. Sonrası zaten başı beladan kurtulmayan biri için bilindik bir sondu. Sadece bu kez yalnız değildi. Hey, elbette ki onu yalnız bırakmayacaktım. Kimse bizim sevgimizi sorgulamaya kalkmasın. Arda Akın benim için bu hallere düşmüşken hele de...Tamam, şu an bana deli gibi kızgın olabilir- ki bunda da yerden göğe kadar haklı- hatta kalbimi bazı sözleriyle incitmiş de olabilir ama bu o adamı deli gibi sevdiğim gerçeğini, en acısı da şu an ondan daha fazla acı çekişimi, meraktan delirdiğimi, tırnaklarımı yiye yiye sorgu odasından çıkmasını beklediğim gerçeğini değiştirmezdi...

Birkaç saat önce

'' Yavrummm, seni Yaradana kurban be. Devam et. Devam et,'' diye kulağının dibinde çınlayan o ses Arda Akın'ın tepesini attırmıştı. Derhal başını arkaya çevirmiş ve o sesin sahibini bulmaya çalışmıştı ama hangi birini bulacaktı ki ? Her biri ağzının suyu akarcasına kıza bakıyor, abuk subuk şeyler söylüyordu.

'' Şuna bak lan. Bir içim su! Ben ömrümde böyle bir şey görmedim.''

'' Aynen kardeşim,'' derken eliyle açılımını yaptı. '' Tam bir kızıl Turkish delight.'' Ardından böğürerek gülüp aralarında itiştiler.

''Küçüğe benziyor ama denemeye değer.''

''Kesinlikle değer! Hem de her saatine...''

'' O halde kulise önce giden kızı kapar.''

'' Kabul lan!'' deyip elini sıktı.

İşte bu diyaloglardı Arda Akın'ı çığırından çıkartıp deliye döndüren, nasıl olduğunu anlayamadığı bir hızla yan tarafına dönmesine sebep olan ve çocuklardan tekinin yakalarını avuçlarına doldurtan... Tüm hiddetiyle tartaklamıştı başta çocuğu. Sonra da biraz silkelemişti ve son olarak yerden biraz yükseltip sinirden seğiren elmacık kemiklerine, sıkılan dişlerine aldırmadan yanağına yıldızları tepesinde döndürecek kadar sağlam bir yumruk geçirmişti. Çocuk çelimsiz bir şey olduğundan çığlıklar eşliğinde yeri boylamıştı. Arkadaşını o hâlde gören delikanlı da bunu sindiremediğinden -içtiği içkinin de tesiriyle- Arda'ya yanaşmış ve hesap sorarak yakasına yapışmıştı. Yapışmasıyla kafayı yüzünün tam ortasına yemesi bir olmuştu. Birden ortalık o hengâmede karışmış, sandalyeler, tekmeler, tokatlar, argo içerikli sözcükler havada uçuşmuştu.