https://drive.google.com/file/d/1-3XPQT2Gn9FnR1dfupZslWTfGfad82eZ/view?usp=sharing
Karizmatik, yakışıklı, işinde oldukça başarılı olan çapkınlıklarıyla da nam salmış bir adam.
Masum, çekici bir o kadarda güzel olan, zaman zaman aşkın gözü kördür fel...
Bölüm Şarkımız: Burcu Güneş/ Gözlerinde Bıraktım Aşkı - Badem/ Beni Böyle Sev
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Onlar Çiğdem ile Arda idi, barıştıktan sonra bile didişecek bir şey bulurlardı. Bu sefer ki konuları da genç kızın sömestr tatilinin süresiydi. Öğlen Duygu'nun davetini kırmamışlar beraber, ele ele aşağıya inmişlerdi. Her şey Çiğdem'e göre o kadar kusursuzdu ki birinin bu anın içine etmesinden deli gibi korkuyordu. Nitekim de korktuğu şey saatler sonra başına gelmişti.
'' Ay, Çeşme'ye bayılıyorum. Müthiş bir yer gerçekten de. Hele Alaçatı. Epey zaman oldu gitmeyeli. Eminim çok değişmiştir...''
Çiğdem, genç kadına tebessüm edip oradaki değişiklerden bahsederken Ertan sıkıntılı bir iç çekti.
'' Asıl seremoni şimdi başlıyor. İyi izleyin, tatil diyecek...''
Çiğdem ve Arda kendini tutamayıp kıkırdarken Duygu kaş çatmıştı.
'' O ne demek şimdi ? ''
Ertan geri adım atarcasına mırıldandı. '' Hiç canım...''
Duygu elindeki çatalın ucunu masanın üzerinde duran eline batırdı. Canı yanan adamın önce gözleri büyüdü, sonrasında da dudaklarından bir ah sesi firar etti.
'' Görüyorsun değil mi Çiğdem ? Bunların hepsi aynı. Her şey evlenene kadar!''
'' Hayatım, ayıp oluyor ama...''
'' Sen hiçbir şey yapmayınca ayıp değil ama ben gerçekleri söyleyince ayıp, öyle mi Ertan ? '' derken tek kaşı, bu sorunun cevabını merak edercesine yukarı doğru havalandı.
Ertan karşılığında gözlerini devirmekle yetinince onu iğnelemeye devam etti.
'' Senin ne kadar pinti, ne kadar iş kolik ve ne kadar romantiklikten yoksun hatta ve hatta yontulmamış taş devrinden kalma bir odun olduğunu cümle âlem biliyor zaten. Bu listeye Arda ve Çiğdem eklenmiş, çok mu ? Senin bünyen bunu da kaldırır, merak etme kocacım!''
Ertan somurturken genç kadın çatalındaki eti afiyetle midesine indirdi.
'Hiç boşuna öyle bakma' diyen bakışları bile eşini susturmaya yetmişti.
'' Hey...'' diyen Arda'nın sesiyle ikili toparlanmak zorunda kaldı.
'' Kötü örnek olup ufaklığımı kaçırtmayın elimden...''
'' Ufaklık ? '' diyerek kendisini yineleyen, ufak çaplı isyan eden sevgilisine baktı. Çapkınca sırıtıp biraz daha sokuldu. Yanağını omzuna doğru yasladı. Sıcak nefesini kulağına doğru üflerken de fısıldadı.
'' Ufak sevgilim...''
Çiğdem bu hareketiyle hem huylanmış hem de fazlasıyla utanmıştı. İnsanların yanında cilveleşmeye henüz alışamamıştı. Bu Arda Akın için sıradan bir şey olabilirdi ancak kendisi için öyle değildi. Gözleriyle onu uyardı. Neyse ki bu konuda Arda da kendisini çok zorlamamıştı.
