6-✴MAVİ GÖKYÜZÜ✴

34.6K 1K 786
                                    

"Huzur gökyüzünde.
             Gök, gözlerinde"

____________________💦

Sabahın ısrarcı ışıklarına karşı gözlerimi açmamak için inatlaşıyordum. Usulca gözlerimi açtığımda odanın içindeki gün ışığı içimi huzurla doldurmuştu.

Yatakta doğrulup içime derin bir nefes çekip geri üfledim. Bugün işimin ilk günüydü. Saate baktığımda 7'yi çeyrek geçiyordu. Erken uyanmış olmalıyım ki kimseden ses çıkmıyordu.

Yataktan kalkıp banyoya girdim. Aynadan kendime baktığımda göz altım uykusuzluktan hafif şişmiş, yüzüm ise solgun duruyordu. Daha fazla bu halime bakmak istemedim. Elimi yüzümü yıkayıp havlu yardımıyla kurutup odaya geçtim. Yatağın kenarına bıraktığım valizime ilerleyip içinden kısa kollu, yarım kazağımı ve siyah pantolonumu cıkardım. Üstümdeki geceliğimi çıkarıp hazırladıklarımı giydim.

Aynanın karşısına geçip göz altlarımı kapatmak için hafiften kapatıcı sürüp, düz saçlarımı da salık bıraktım. Tekrar valizimin yanına gidip içindeki eşyalarımı çıkartıp yerleştirdim. Son olarak makyajlarım kalmıştı. Onlarıda masanın üzerine dizip bitirmiştim. Artık aşağı inebilirdim. Kapıya ulaşıp çıktım.

Merdivenlere ilerleyip aşağı indiğimde etrafta kimsecikler yoktu. Mutfaktan gelen su sesleri ile adımlarımı mutfağa yönelttim. Tuğçe'yi beyaz, vücudunu saran mini eteğin içine sıkıştırdığı kırmızı tişörtüyle, kahvaltı için hazırlık yaparken buldum.

"Günaydın Tuğçe."

Arkasını dönüp gülümsedi.

"Günaydın."

"Yapabileceğim bi şey var mı?"

"Evet var sebzeleri doğrayabilir misin? Ben de o sırada omlet yapacağım."

"Peki."

Tezgahın üzerindeki sebzeleri beyaz bir kaba koyup iyice duruladım. Tezgahın köşesinde duran kesme tahtasını alıp çeri domatesleri ortadan ikiye bölüyordum.

"Efsun, ben gidip sofrayı kurup geliyorum."

"Tamam."

Önüme döndüm. Domatesleri bitirip salatalığı elime almıştım ki ensemde
Bir nefes hissettim. Başımı arkama çevirdiğimde Ali dibimde durmuştu.

"Günaydın Efsun."

Nefesini dudaklarımda hissettim.

"Günaydın."

"Aaa, Ali bey! uyanmışsınız. birazdan kahvaltı hazır olur."

Bakışlarım Tuğçe'yi bulduğunda Ali'nin gözlerinden gözlerini ayırmıyor, adeta kıskacına almış gibiydi. Yönümü Ali'ye çevirdiğim de irkildim. Gözlerim az önce maviliklerinde takılı kaldığından üst kısmının çıplak olduğunu farketmemiştim.

"Ben üstümü giyip geliyorum. Her şey hazır olsun. Şirkete gitmeliyim."

Tuğçe "Tabi efendim." diyerek gülümsedi. Ali Tuğçe'yi umursamamıştı ve gitmeden önce bakışları beni bulmuş ardından mutfaktan çıkmıştı. Ben ise elimde salatalıkla kalakalmıştım. Tuğçe ise;

"Hadi Efsun. Hızlanır mısın? Çok yavaşsın." diyip bana göz devirip masanın üstündeki suyu alıp çıktı.

"Noluyo bu kıza, neye atarlandı ki şimdi?" diye mırıldanırken önüme dönüp sebzeleri hemen doğrayıp tabaklara koydum. Tabakları alıp masaya götürmek için mutfaktan çıktım.

Masa da Ali ve Yavuz oturuyordu.
Yanlarına yaklaştığım da ikisinin bakışları da bana çevrildi. Buna karşılık gözlerimi tabaklara dikip her birini yanlarına bırakıp mutfağa yürüdüm.

TUTSAK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin