51-Özel Bölüm Part-1 🦋Kaybetmek🦋

3.7K 141 6
                                    

Hayatı kaybetmekten daha kötü bir şey vardır: Hayatın anlamını kaybetmek.

~Erich Fromm~

"Efsun"

Gözlerim yanı başımda benimle birlikte yıldızları izleyen Yavuz'u buldu. Bakışları dehşet bir acı duygusuyla bakarken gözlerim doldu. Onun bu kahredici hali kalbimi acıtıyordu. Mutlu olmayı hakeden bir insandı ama hayat ona karşı bir kez daha acımasız davranmıştı. Terasın camını sıkıca sıkarken sinirlerine hakim olamadığını farkettim. Canı yanıyordu. Sağ elimi sırtına destek vermek istercesine hafifçe ovalıyordum. Ardından bedenimi yaklaştırıp başımı omzuna yaslayıp sakinleşmesini bekledim.

Gözyaşlarımı daha fazla tutamazken yüzümü omzuna bastırdım. Kollarım iri bedenini sarabildiği kadar sararken ona güçlü kalması için teselli vermem gerekiyordu ama ben kendim bile buna katlanamazken ona nasıl derman olacaktım ki daima mutlu olacakmışız gibi yaşarken her şeyin aynı şekilde devam edeceğini düşünmek bir hataydı. Karşımıza nelerin çıkabileceğini bilemeyiz tıpkı hiç ölmeyecekmiş gibi yaşadığımız gibi...

Değer verdiğin insanı kaybetmenin acısını yaşadığım için onu anlıyorum. Babam ve Annemi kaybettiğimde kendimi kimsesiz, çaresiz hissederken artık hayata nasıl devam edeceğimi düşünüp durmuştum. Ama hayat verdiğin kayıplara rağmen yaşamanı, tüm acılı olaylara karşı devam etmen için sana güç veriyor. Önemli olan bu içindeki gücü bulup sabır göstermelisin. Şimdi ise Yavuz'un verdiği kayıplara sabırla dayanması gerekiyor.

O kalbini, sevdiğini, değerli çiçeğini, Gizem'ini kaybetti.

Gizem bir hafta önce işten çıkıp eve dönüş yolunda yürürken, karşı tarafında, ona doğru hızla koşan genç bir adamın, birilerinden telaşla kaçarken, hızla Gizem'e çarpmasıyla geriye doğru savrularak yere düşüp, başını keskin bir taşın kenarına vurmuştu. Ona çarpan adam onu umursamayıp kaçarken Gizem ise yığıldığı yerde kalakalmış başından aldığı sert darbe yüzünden beyin kanaması ve kan kaybı yüzünden yaralandığı yerde ölmüştü.

Günlerdir kendine gelemeyen Yavuz'un içler acısı durumu evin her tarafına acı bir sessizlik doldurmuştu. Onu iyi hissettirmek için çabalarken bugün daha fazla dayanamayıp ağlamaya başlamıştım. Uzun süre sonra kendime yakın bir arkadaş bulmuşken dostumu da kaybetmenin acısını yaşıyordum. Yavuz kardeşinin acısını kalbinde derinden hissederken bu kez de sevdiği kadını kaybetmişti.

"Efsun ben nerede hata yaptım? İlk önce kardeşimin acısıyla sınandım şimdi ise sevdiğim kadını kaybetmenin acısını çekiyorum. Günahlarımın bedelini sevdiklerimi kaybederek ödüyorum değil mi?"

"Yavuz böyle söyleme. Onları kaybetmen senin suçun değil. Böyle yaparak kendini üzmekten başka hiçbir şey olmayacak. Kardeşini ve Gizem'i geri getiremeyiz."

Gözyaşlarımı elimin tersiyle silerken, ona sarılmaya devam ediyordum. Onu iyi hissettirmek için çaba gösteriyordum ama kendimi onun yerine koyup empati yaptığımda delirecek gibi hissediyordum. Eskiden rüyamda gördüğüm o kötü anlar gözlerimde canlandığında Yavuz'a daha sıkı sarıldım. Ormanın içerisinde, yerde Ali'nin cansız bedenini görmüştüm. Sakince nefes alıp vermeye çalıştım. Geçmişim benim için büyük bir travmaydı. Bugüne gelmek için çok acılar çektim çoğu zaman sessiz kalıp kendi köşeme çekildim bu yüzden ezildiğim zamanlar oldu.

Geçmişi bırakıp geleceğe bakmam gerektiğini biliyorum ama her şeyi bir kerede aklından çıkarıp atmak kolay değil. Yaşadıklarım bir ömür boyunca benimle olacak onlarla yaşamaya devam etmeliyim. Kendimi korumayı, beni yermeye çalışan insanlara karşı artık sessiz kalmıyor, gereken ne ise onu yapıyordum. Tüm bunları tek başıma başarmadım etrafımda beni seven, destekleyen artık birer aile olduğumuz insanlar sayesinde başardım.

TUTSAK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin