20-✴KISKANÇLIK✴

24.8K 696 563
                                    

Bu yolun sonu nereye gidecek? Bilmiyoruz. Sonsuza kadar gece yoktur. Asla kaybolmayacağım.

BTS ~ Hold me tight~
_______________________💦

"O benim 2 yıl önce ölen kardeşim Ezgi."

Bu kız Yavuz'un kardeşimiydi. Aslında gözlerinin maviliğinden anlamam gerekirdi. Ali ve Yavuz'un başka bir kardeşi olduğunun ihtimalini hiç düşünmemiştim.

"Kardeşin mi? Ah...şey bunu sormamam gerekirdi. Üzülmene neden oldum özür dilerim Yavuz."

Hüzünlü bakışları gözlerimdeyken gülümsemiş;

"Hayır Efsun sorun değil. Üzülme."

"Peki, nedenini sorabilir miyim Yavuz, Kardeşin neden öldü?"

Yavuz'un yüzündeki anlık gülümsemesi gitmiş yerine soğuk bakışlı, gerilen yüz ifadesiyle bana bakan Yavuz gelmişti. Nasıl bir an da böyle duygu değişikliği geçirebildi anlamadım.

"Sorma Efsun. Bunu bilmene gerek yok. Kardeşim olduğunu öğrenmen senin için yeterli. Sonuçta sen burada sadece bir çalışansın. Daha fazlasını öğrenmen uygun değil."

Haklısın ben sadece bir çalışandım. Hiçbir zaman sizin aileye giremeyecektim. Gözlerinizde hep çalışan olduğumu görecektim. O haklıydı. Ben bir çalışandan başka bir şey değildim. Nedense yüzüm düşmüştü. Kalbim acıyla sızlıyordu. Bunun beni üzmemesi gerekiyordu. Ama kendime engel olamamıştım.

Yavuz yanımdan geçip kapıya ilerlediğinde;

"Yavuz, ben... Ben özür dilerim."

Yavuz yarı yolda durup hızla bana döndüğünde irkildim.

"Sorun değil dedim Efsun! Sadece fazla soru sorma."

Başımı hızla aşağı yukarı salladığımda Yavuz durmayıp hemen arkasını dönerek, kapıdan çıkmıştı. Onu göz göre göre sinirlendirmiştim. Bu yaptığım hiç doğru değildi. Kendileri için değerli kardeşini, kaybettiği için canı acıyorken, ben susmak yerine nasıl öldüğünü sorarak geçmişteki anılarını hatırlatmış olmalıyım.

"Off Efsun bir günde çenen dursun! Ne diye merak ediyorsun her şeyi?"

Mırıldanarak elimdeki çerçeveyi yavaşça aldığım yere koyarak, son bir kez daha resimde içten bir gülüşle bakan üçlüye bakmış, ardından tebessüm ederek arkamı dönüp kapıya ilerleyip, odadan çıkmıştım.

Koridorda ilerlerken evin sessizliğinden Yavuz'un dışarı çıkmış olabileceğini düşünerek dış kapının önünden geçiyordum. Bir anda kapının kilit kısmından anahtar açılma sesini duyduğumda adımlarımı durdurup arkamı döndüm.

Dış kapı açıldığında gelenin Serhat olduğunu anlayıp rahatlamıştım ki Serhat'ın içeriye girmesiyle arkasından birinin daha girdiğini gördüm. Üzerinde beyaz mont, siyah tişört, siyah kısa pantolunun altından gözüken beyaz çorabı ve siyah spor ayakkabısıyla oldukça şık görünen bir genç içeriye girdikten hemen sonra arkasını dönüp kapıyı kapatmıştı.

Bakışlarımız birbiriyle kesiştiğinde durmuş, günlerdir her tarafta gördüğüm maviliklerin aksine siyah gözlerine bakıyordum. Serhat'ın sesiyle ona dönmüş, eliyle yanındaki genci gösterdi.

"Efsun hanım bu Emre burada sizinle çalışacak olan yeni çalışan."

Yeni çalışan mı? Ha! Evet bu sabah Ali telefonda çalışan istemişti.
Gözlerim beni baştan aşağı süzmüş yüzüme bakan genç adamdaydı. Emre denen adam sağ elini bana doğru uzatıp

"Merhaba ben Emre."

Ona karşılık vererek uzattığı elini tuttum.

"Merhaba ben de Efsun tanıştığıma memnun oldum."

TUTSAK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin