37-✴Kulak Misafiri✴

9.9K 360 145
                                    

Korku aynı korku, değişen tek şey zaman...

~Camdaki kız~
_______________💦

"Noldu Ali nereye gidiyoruz?" Ali durmadan ilerleyerek başını geriye doğru çevirdi.

"Efsun Yavuz vurulmuş!" Ali'nin söylediği son söz ile sanki ben vurulmuşum gibi o an durmak istedim. Ama Ali durmadan beni ilerleterek dış kapıyı açıp dışarı çıkmıştık. Nasıl vurulmuştu? Onu vuran kişinin ne gibi bir amacı olabilirdi? Aklımdaki şüphemin henüz cevabını bile bulamamışken şimdi ise Yavuz'un vurulmasını düşünüp duracaktım.

Ali ile hızlıca asandöre binerek aşağı inmiştik. Çıkışa doğru koşar adımlarla yürürken birkaç kişi bizim aceleci davranışlarımızdan dolayı dikkatlerini bize yönelmişti. İnsanların bakışlarını umursamadan dışarı çıktık. Ali beni park edilmiş siyah arabasına ilerletip kapımı açarak beni bindirmişti. Kendisi de koşar adımlarla arka taraftan dolanıp arabaya binmişti.

Ali arabayı park edilen yerden hızla çıkarıp yola koyuldu. Araba son sürat ilerlerken ben Yavuz'un şu an nasıl olduğunu merak ediyordum. Durumu ciddi miydi? Hiçbir fikrim yoktu. Ali nasıl olduğu hakkında bir şey söylememişti. Umarım durumu iyidir. Ondan şüphe ediyor olabilirim. Ama onun suçlu olup olmadığını da bilmiyorum.

Arabanın durmasıyla irkilip gözlerimi cama çevirdiğimde karşımda Alper'in yaralanmasından dolayı Ali ile beraber geldiğimiz hastaneyi gördüm. Kapı kapanma sesi duyarak yanıma baktığımda kimseyi bulamadım. Ali yoktu. Sağ tarafımdaki kapı açıldığında bu kez o tarafa baktım.

"Hadi Efsun gidelim." Ali bana elini uzattığında onu bekletmeden elini tuttum. Yavuz'a olan endişesini görebiliyordum. Bir an önce onun yanına gitmek istiyordu. Arabadan inip el ele koşar adımlarla girişe yöneldik. Girişe doğru ilerlediğimizde dışarıda bulunan hasta kıyafeti giymiş insanlar ve refakatçiler hepsinin gözleri bizi bulmuştu.

Bu kadar insanın bize bakması beni çok fazla rahatsız ederek başımı eğip yanımda ilerleyen Ali'ye biraz daha yaklaştım. Hastanenin içerisine girdiğimizde daha az bakışlara maruz kalırım sanıyordum. Ama hayır burası dışarıdan daha kötüydü. İnsanların baktığı yetmezmiş gibi çalışanlarda oldukları yerde öylece durup bize bakıyorlardı.

Ali benimle birlikte acil yazana kısma doğru ilerlediğinde kapı kenarında duran siyah giyinimli bir adam bizi gördüğü an koşar adımlarla karşımızda durdu.

"Efendim Yavuz bey içeride yarasına pansuman yapılıyor."

Ali onu dinleyerek yanından hiçbir şey demeden ilerledi. Acil kapısından içeri girdiğimizde Yavuz'un nerede olduğunu görmek için etrafa baktığımda acil odasının son kısmında ayakta durmuş beyaz perdenin görünmeyen tarafına ellerini önünde bağlamış bir şekilde duran Serhat'ı gördüm. Ali de benim gibi onu görmüş olmalı ki oraya doğru yürüdü.

Beyaz perdeye yaklaştıkça orada bekleyen bir kaç siyah giyinimli adamı gördüm. Ali beyaz perdeyi hızla yan doğru çektiğinde sedyede oturmuş olan Yavuz ve karşısında beyaz gömlekli bir doktor onun omzuna yakın, koluna sargıyı sararken gördüm. Endişe dolu bakışlarımı Yavuz'a dikerek ona baktım.

"İyi misin Yavuz?" Ali elimi bırakıp sedyede oturan Yavuz'a yaklaştı.

"İyiyim abi bi şey yok."
Ali sol eliyle Yavuz'un sağ omzunu tutup ona eğildiğinde arkasında duran doktor birkaç adım gerileyerek durdu.

"Seni kim vurdu?"
Ali çatık kaşları ile Yavuz'a bakarak cevabını istediği sorusunu sordu.

"Baran." Yavuz'un Baran'nın adını söylemesi ile Ali az önceki sinirli halinden kat be kat daha fazla sinirlendiğini boştaki sağ eli yumruk halini almıştı. Kaşları ise hiç olmadığı kadar çatılmış kendisini sakin tutmaya çalışıyordu.

TUTSAK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin