10-✴OYUN✴

30K 898 644
                                    

Söyleyemem!
Saplıyorum ağzımdaki çiçekleri karanlığa yalan değil!
__________________💦


Elleri ellerimi tuttuğu an da acılarımın kaybolduğunu bilmezcesine;

"Acıdı mı?"

Maviliklerine o kadar dalmıştım ki ne zaman bitirdiğini bile anlamamış onu izlemeye dalmıştım. Sesini duyunca irkilip "hı "demiştim.

Ali bu halime gülümseyerek;

"Ellerin acıdı mı diyorum Efsun?"

"Hayır acımadı teşekkür ederim."

Bakışlarım ellerime indiğinde iki elimde özenle sargılanmıştı. Gözlerim tekrar Ali'ye döndüğünde beni izlerken buldum. Bakışları aniden sert bir görünüme bürünüp Alp'e dikti maviliklerini.

"Bundan sonra gelmene gerek yok! ben hallederim diyecek bi şeyin yoksa git hadi!"

"Tamam abi bir kaç gün sonra kontrol amaçlı gelirim."

Ali sert ifadesini bozmaksızın Alp'in üzerinde mermi gibi delip geçen gözleriyle bakıyordu.

Alp elleri titreyerek üzerime bırakılan eşyalarını ve kullanılmış sargı bezlerini toplayıp çantasına koydu. Gözlerini bana bana bir kez olsun çeviremezken yere bakarak;

"Geçmiş olsun." diyerek yanımdan uzaklaşıp dışarı çıktı.

Ali'nin gözleri beni bulduğunda sinirli halinden eser kalmamış bana bakıyordu. İstemsizce kalp atışlarımın hızlanmasına sebep oluyordu.

"Ben şirkete gideceğim Efsun. Sen de bir ihtiyacın olursa Tuğçe'ye söylemekten çekinme tamam mı?"

"Tamam." başımı da hafifçe sallayıp onay verdim.

Bir ömür Tuğçe'yi görmek istemiyorum desem bu isteğimi yaparmıydı ki?

"Tamam o zaman ben gidiyorum sen de dinlen." Tekrar başımı salladım.

Ali daha fazla durmayıp kapıya yürümüş çıkmadan önce ise arkasını dönüp bana bakmıştı.

Kocaman odamda yine yalnız kalmıştım. Bütün gün ne yapacaktım ben?
Bir süre öyle penceremden ağaçları izleyip durmuştum. Benim ellerim zarar görmüş olabilirdi ama ayaklarım sapasağlamdı. Dışarı bahçeye çıkmak istiyordum. Daha fazla bu odada durmak bile istemiyordum.

Tuğçeden beni bahçeye çıkarması için yardım da isteyemezdim. Şu an önümdeki tek engel kapı kolunu indirmek. Dirseğimle de açamazdım kapı kolu çevirilerek açılıyordu.
Şu koskocaman oda da tutsak olarak kalmıştım. Yavuzu çağırsam gelir mi ki diye düşündüm ki kapım açıldı.

İyi insan lafın üzerine gelir derler ama yavuz'un iyi insan olduğundan şüpheliyim. Gelen yavuzdu.

"Efsun, nasıl oldun acın var mı?"

"Hayır, iyiyim. Teşekkür ederim."

"Bir şeye ihtiyacın var mı?"

"Yok."

"Tamam ihtiyacın olursa seslenirsin gelirim."

Yavuz kapıdan içeri girmemiş kapı kenarında sorularını yöneltip gidecekken onu durdurdum.

"Yavuz! Şey aslında ben çok sıkıldım. Beni bahçeye çıkartabilir misin kapıyı açamıyordum da"

"Tamam hadi gel!"

Tam kalkıyordum ki kendisi hemen yanıma gelip üzerimdeki örtüyü kaldırıp belimden tutarak yataktan çıkmamı sağladı.

"İstersen seni kucağıma alayım Efsun?"

TUTSAK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin