50-✴Final✴

13.9K 373 171
                                    

~Gökyüzündeki Aşk~

~Düğün Günü~

Medyada ki müzikle okumanızı isterim.💦

Aynanın karşısında durmuş yansımama bakıyordum. Uzun zaman sonra artık Ali ile evlilik kararını alarak bugün nikahımızı küçük bir arkadaş gurubu ile kutlamayı istemiştik. Öyle de oldu. Şimdi ise üzerimdeki isteyerek ve çok beğenerek seçtiğim gelinliği deneme sürecinden sonra bir kez daha giyebilmek adına bugünü iple çekmiştim. Üzerimdeki gelinliği giymek bile heyecanımı artırmışken şimdi ise onu tekrar giydiğim için büyük bir heyecan içerisinde ellerimin titrediğini görüyordum.

Ben şu an sevdiğim adam ile evlenecek olmam ve uzun, gelgitli yolumun üzerinden çaba harcayarak istediğim her şeyi yapabilmiş huzurunu yaşıyordum. Yıllarca hayalini kurduğum her şey tek tek gerçekleşmişti. Bu yol uğruna çoo acılar çektim ama bu hayatta da acı çekmeden istediğini elde etmek çok zor.

Nihayet huzurlu ve mutlu olarak hayatıma devam edeceğim. Geçmişimin kötü anılarını zihnimin çok gerisinde bulunan kara kutuya koyarak kilitlemiştim. Zihnimde artık geçmişte yaşadığım kötü anılarım değil. Güzel günlerimin acıları olacak tıpkı şimdi ve sonra olacak mutlu anılarım gibi...

Geldiğimiz mekanın gelin odasında Ali'nin yanıma gelmesini bekliyordum. Beni gelinlikle gördüğünde nasıl bir tepki vereceğini deli gibi merak ediyorum. Heyacandan maviliklerine bakacak gücüm var mı bilemiyorum. Olduğum odamın kapısı hafifçe tıklatıldığında "Gel" diyerek onaylarken kapı açıldı. Kapıda Birşah ve Gizem'i gördüğüm an sırıtmama engel olamadım.

"Yaa prenses gibi olmuşsun!" Gizem'i biraz yüksek sesiyle bağırdığında güldüm. İkiside yanıma gelip bana sarılmalarıyla kendimi ağlamamak için zor tuttum. Bugün ağlamamalıydım ağlarsam makyajımda mahvolurdu. Kollarımı her iki yanıma sarılan kızlara dolayıp sıkıca sarılmaya çalıştım. Bu gerçekten çok iyi hissettirmişti. Ailemin yokluğunu hissettirmiyordu. İyi dostlara sahip olduğum için mutluyum.

Benden ayrılarak üzerimdeki gelinliğime ve bana bakıyorlardı. "Çok güzelsin." Birşah abla'nın gözlerinin dolduğunu farkettim.

"Sakın ağlama. Bugün ağlamak yok."

Yaptığım uyarıyla başını yukarı doğru kaldırıp tavana baktı. Gözyaşlarının gelmesine engel olmaya çalışıyordu. Bu haline hüzünlü bir şekilde gülümsemekle yetindim. Gözlerimi tekrar aynadan yansımama diktim. Üzerimdeki gelinliğimden gözlerimi alamıyordum.

Gelinliğim prenses modeli şeklinde, kol tarafım dirseklerime bile ulaşamayan, çizgili, hafif aralıklıydı. Bilek kısımlarımda ise görünmeyen kolunun bitiş yerinde desenli süs vardı. Boynumdan göğsümün biraz aşağısına kadar derin bir dekolte vardı. Ali'nin buna ses çıkarmayacağını düşünmüştüm. Evet sadece düşündüm. Halbuki gelinlik bakmaya gittiğimde sık sık dekolte ve açık bir gelinlik seçmememi tembihlemişti ama ben en uygunun bu olduğuna karar vermiştim. Hem çokta beğenmiştim.

Gelinliğimin her tarafı hatta uzun kuyruğunda bile parıltılar vardı. Gösterişliliği ve sadeliği içerisinde bulunduruyordu. Saçlarım ise açık dalgalıydı. Saçımın her iki yanından hafifçe biraz alınmış arka taraftan tutturulmuştu. Başımı en üstünde de beyaz, taşlı, büyük tacım vardı. Gizem haklı ben bugün bir prenses gibi olmuştum.

 Gizem haklı ben bugün bir prenses gibi olmuştum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
TUTSAK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin