22-✴YENİ ARKADAŞ✴

22.2K 648 360
                                    

Işığı seviyorum çünkü bana yolu gösteriyor.
Karanlığı da kabul ediyorum; çünkü o da bana yıldızları gösteriyor.

~Og Mandino~

Koltukta oturmuş karşımdaki televizyonda çıkmış olan yarışma programını izliyordum. Aslında sadece gözlerim izliyor, aklım ise bu sabah yaşananlardaydı. Hala Ali'nin mutfaktan çıkıp gitmeden önce öptüğü o an aklımdan naparsam yapayım bir türlü çıkmıyor, kendimi düşünmekten alıkoyamıyordum.

Benden hoşlanıyor desem bu aklıma yatmıyordu. Çünkü günler önce Tuğçe'nin eli kesildiğinde bana gösterdiği özenli davranışı ona da göstermişti. Ama beni öpmesi bambaşkaydı. Bütün gün düşünmekten delireceğim. Ali'yi gözümde hangi kefeye koyarsam koyayım dolmuyor...

Kalbimi sürekli kıran, bağırıp çağıran birinden beni sevdiğini düşünmem kendi kuruntularımdan başka bişi değildi. Gözlerimin dolduğunu önümü görememeye başladığını farkederek, gözlerimi kapattığımda, gözyaşım yanaklarımdan süzülürken hemen elimin tersiyle yaşları silmiş, burnumu çekmiştim.

Patronuma aşık olmam benim en büyük hatamdı. Kalbime söz geçiremedim. Öyleki sevdiğimi bile çok sonralardan anlamıştım. Elimde değildi unutmak istesem o da olamazdı. Her gün dört duvar arasında hatta aynı yatakta uyurken bile nasıl unutabilirim ki

Aniden çalan kapı sesiyle irkilip elimin tersiyle hızlıca gözyaşlarımı silerek, elimi ağladığımın belli olmaması için yüzüme doğru silkeleyip kurumasını sağlarken, ayaklanıp çalan dış kapıya ilerledim. Kapıyı bekletmemek adına hızlıca yetişip açtım.

Kapıda gördüğüm yavuz ve yanında da 30 veya 35 yaşlarında gösteren bir kadın, vardı. Kenara geçip içeri girmeleri için yolu açarken, Yavuz önce kadının geçmesini bekleyip, sonra kendisi girmişti. Yüzüme bakarken bana göz kırpıp, önündeki kadının beline elini koyarak onu oturma odasına doğru ilerletmişti.

Açık olan kapıyı kapatırken, geçen dışarı çıkarken bizimle gelen korumayı gözcülük yaparken gördüğümde hafif bir gülümsemiş ardından kapıyı kapatmıştım.

Salonda büyük boydan cam tarafında oturmuş olan Yavuz ve tanımadığım kadının yanına giderek, karşılarındaki koltuğa oturup bakışlarımı ikisinde gezdirirken Yavuz'un sorusuyla ne cevap vereceğimi bilemeyerek bir kaç saniye durup öylece baktım.

"Efsun sen ağladın mı?"

"Ahh... Hayır ağlamadım az önce televizyondan üzücü bir dizi izledim. Bu yüzden gözlerim sulanmış olmalı."

"Peki, Sana burada çalışacak olan yeni çalışanı tanıştırayım bu Birşah."

Yavuz eliyle yanındaki genç kadını gösterdiğinde bakışlarım önce kadının vücudunu hemen süzerek tekrar gözlerine bakmıştım.

Sarışın saçları, kahverengi gözleri, pürüssüz yüzü, öyle göz alıcıydı ki harikaydı. Öyleki vücudu, sıkı ve giydiği uzun, dar, mavi elbisenin içinde zarif bir görünüm elde etmişti.

 Öyleki vücudu, sıkı ve giydiği uzun, dar, mavi elbisenin içinde zarif bir görünüm elde etmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
TUTSAK  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin