8- Kod Adı "is"

4.3K 328 410
                                    

Muhbir'in ilk şarkı eki sizlerle.

Şarkı 'Ezhel - Şehrimin Tadı-

Karanlık çöktüğünde koktuğunda kömür sokak
Şehrimin tadı ağzımda yine
İs, pas, kir, kömür, plastik, çöplük, lastik, egzoz, esrar

"Niye dövmüşler bir şey öğrenemedin mi?" diye sordum.

"Bilinci kapanmadan Uğur diye birinin adını verdi ama heralde kumar borcu."

Ayakta duramadım bir an. Arkamdaki duvara sırtımı sıkı sıkı yaslayıp yutkundum. Uğur dedi...

"Kiraz'ım iyi misin?" dedi annem endişeyle.

"İyiyim anne. Ben seni sonra arayacağım. Kendine çok dikkat et olur mu?"

"Olur kızım sen merak etme beni. Artık bana zarar verebilecek hiçbir şey yok." dedi dik dik babama bakarken. Ben dışında yok anne... Senin kumar sandığın benim belam, asıl sen dikkat et kendine diyemedim.

Telefonu kapatıp çantama attım ve koşmaya başladım. Gözlerimden yaşlar bir bir firar ediyordu.

Ya anneme bir şey yapsalardı? Ya annemin canı bir de benim yüzümden yansaydı? Bunun olma ihtimali bile yakıp kavurdu içimi.

Adımlarım daha da sıklaşırken eski çalıştığım kafeye doğru koşuyordum. Beni parayla vuramayınca aileme yönelmişlerdi. Ya durmazlarsa? Onları durdurmak zorundaydım. Kendi canım pahasına bunu yapacaktım.

Kafenin olduğu caddeye gelince hızımı hiç kesmeden direkt kafeye girdim. Cam kapı ardımda gürültüyle kapanırken ben "Mert!" diye bağırdım yarı boş kafenin içinde. Nefes nefese kalmıştım ama nefesimi toplamaya vaktim yokmuşçasına bağırdım.

"Mert! Nerdesin?"

Müşteriler afallayıp bana bakarken birkaç garson susturmaya çalıştı beni ama susmadım. Gözlerimin yaşını elimin tersiyle silip onu aradım gözlerimle kafenin içinde. Sonunda arka kapıdan içeri girip "Ne var? Yine niye geldin?" dedi bıkkın bir sesle, bana doğru yürürken. Yüzü gözü morluk içindeydi. Biri onu fena benzetmiş.

Bir yandan da müşterilere bir şey olmadığına dair sakinleştirici telkinler veriyordu.

"Bana Emre'nin numarası lazım! Hemen!" diye bağırdım. Emre'ye ulaşmayı istemem onu çok şaşırttı. Bunu asla beklemediği yüzünden anlaşılıyordu.

"Dışarda konuşalım." diyip kolumdan tuttu ve kapıya doğru götürmeye başladı beni. Hırsla kolumu ondan kurtarıp "Dokunma bana!" dedim.

Kafeden dışarı çıktığımızda sesimi asla alçaltmadan yeniledim "Hemen Emre'nin numarasını ver bana!"

"Ne oldu? Tükürdüğünü mü yalayacaksın?" dedi bana alayla.

Gözlerimi kapatıp sabır diledim.

"Verecek misin şu numarayı?" diye tısladım.

"Tamam tamam." diyip telefonunu çıkardı ve numara görünür bir şekilde bana uzattı. Arayacak dakikam yoktu kendi telefonumda. Mert'in telefonunu alıp aradım Emre'yi.

İki defa çaldıktan sonra hemen açıldı telefon. "Söyle." diyerek cevapladı Emre telefonu.

"Kafeye gel çabuk." dedim sinirle.

"Kiraz, sen misin?" dedi Emre şaşkınca. Mert'in telefonundan benim çıkmam beni bile şaşırtırdı.

"Kafenin önünde bekliyorum. Çabuk ol!" diyip kapattım telefonu ve uzattım Mert'e.

MUHBİR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin