23-Karşılaşma

2.9K 190 379
                                    

Hoş geldiniz ❤ ❤

Duvarın izin verdiği ölçüde geriye çekilip "Kapı..." dedim.

"Umrumda değil!" tekrar kapattı aramızdaki mesafeyi.

Ama kapı ısrarla çalıyordu!

Israra dayanamayan Akın da pes edip geri çekilince birbirimize baktık.

"Bölünmek istediğim son andı!" dedi öfkeyle.

Arsızca gülüp işaret parmağımı ısırdığımda daha da çıldırdı ve bunu görmek bana inanılmaz keyif veriyordu, gülümsemem daha da büyüdü. Gözleri dudağıma kaydı ama kapıdaki Budist öküzü kimse birazdan boynuzuyla girecek içeri. Emre sensen bu sefer harbi ceddinle ilgili üreme sorunlarına yol açarım!

"Ben bakıyorum, sen burada dur." diyip kapıya doğru yöneldi. Zaten benim kapıya gitmem on gün sürerdi bu kafayla ama Emre'yse uçarım söz.

Kapı açılınca Akın'ın şaşkın sesini duydum. "Cemre..." dedi hayretle.

Şu an Emre'den daha çok çıldıracağım tek kişi mi kapıda? Gerçekten benimle alıp veremediğin ne sevgili kaderim?

Sarhoş adımlarım duvardan destek alıp kapıya yönelirken üstümü düzeltme gereği duymadım. Aksine, iyi durumdayım diye düşündüm.

Bu yapışkan yine nerden çıktı geldi? Elinde dosyalarla hemde!

"Başkomiserim, asayişle ortak operasyon için incelememiz gereken bir dosya vardı da, size ulaşamayınca Yusuf'a sordum. O da burada olabileceğinizi söyledi." dedi.

"Ben o Yusuf'un..." diyip söylendi Akın.

"Anlayamadım ama geçeyim isterseniz." dedi. Ya sen cidden yüzsüzlükte yeni bir çığırsın! Behlül Haznedar falan elini öpsün icazet alsın senden.

Akın bir şey diyemeden kapıyı kapatıp bir kolunu belime sardı ve beni dik tutmaya çalıştı.

Hanımefendi salonda oturmuş, benim kıymetli (Akın'la o hale getirdiyse bizi gerçekten değerlilerdir) şişelerimi bir kenara itip elindeki dosyaları koymuş.

Akın'ın gözlerine baktığımda "Ne yapabilirim?" der gibi bakıyordu. Ne yap? Mesela şey... Kov!

Üçümüzde salondaydık. Cemre ben yokum gibi davranıyordu.

"Başka zaman yapamaz mıyız Cemre?" diye sordu Akın biz hâlâ ayaktayken.

"Maalesef, bugün bitmeli." dedi yüzümüze bakmadan.

Sonra da "Kiraz sen çıkar mısın? Dosyalar gizli." dedi.

"Ben mi? Ben mi çıkacağım?" dedim hayretler içinde.

"Kalabilir, Kiraz yabancı değil." dedi Akın.

"Üzgünüm başkomiserim, kurar ihlali yapamayız. Kiraz sen çıkmak zorundasın." dedi ruhsuzca.

"Sen, benim evime gelip en özel anımı bölüyorsun. Yetmiyor, benim salonumdan beni mi kovuyorsun?" dedim hayretle. Ee, bittin sen.

Benim bu sözüm üstüne ne yapsa beğenirsiniz? Göz devirdi.

Bir anda kendimi ona doğru saldırıya geçmiş gibi koşarken buldum. Akın hemen belimden tutup bu kavgaya engel olduğunda ayaklarım yerden havalansa da boşlukta hâlâ koşuyor gibi çırpınıyordum.

"Sen kimsin ya? Başlarım sana da işine de!" diye çığlık çığlığa bağırıyordum.

Akın beni salondan çıkartıp yatak odasına götürdü.

MUHBİR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin