46- Mecburiyet

2.9K 197 112
                                    

Hoş geldiniz ❤

"Bu olayın geçmişinle alakası olabilir mi?" diye sordu Akın.

"Sanmam. Uğur öldü." dedi Kiraz, Akın'ın yüzüne bakmadan.

"Peki oğlu?"

"Emre..." dedi Kiraz. Kaşları çatılmıştı, inanılmaz bir gerçeği unutmuş gibi Akın'a döndü bakışları. Tekrarladı "Emre!"

"Ne Emre?" dedi hayretle Akın.

"Anlattığı adamın eşgaline bak. Beyaz tenli, siyah saçlı, yeşil gözlü, uzun boylu..." dedi Kiraz'ın gözleri kocaman açılmışken. Kiraz çantasından telefonunu çıkartıp WhatsApp'a girdi ve X diye kayıtlı numaranın profil fotoğrafını açıp Akın'a gösterdi.

Akın, Kiraz'ın telefonunda numaranın kayıtlı olmasına mı, X diye kayıtlı olmasına mı yoksa Hakan'ın tarif ettiği adamın fotoğrafına bakıyor olmaya mı şaşırsa bilememişti.

"Neden kayıtlı sende bu puşt?" dedi tükürür gibi Akın.

"Bu mu sorun? Yiğit'i burada çağır. Hakan'ın gördüğü adam Emre mi nasıl öğreniriz konuşalım." dedi ve stresle elini saçlarının arasına soktu. Gözü gibi baktığı oğluna bulaşmasından kirinin, çok korkuyordu Kiraz

Akın, sorgu odasının telefonunu aradı. Hakan'ın polis ablası telefonu açtı, hiç sesini çıkarmadan Akın'ın "Yiğit Bey'i aynalı odaya gönder." emrini dinledi ve kapattı.

Yiğit Bey, Hakan'dan nazikçe izin isteyip hemen geleceğini belirtip hızlıca Akın ve Kiraz'ın yanına geldi. Olanı biteni Kiraz kısaca anlatıp fotoğrafı gösterdi.

"Direkt fotoğrafı göstermek çocuğu olumsuz etkiler. Akın Bey, siz robot resim çizmek için bir polis yönlendirin odanıza geçtiğimizde. Emre'nin fotoğrafının çizim halini gösterip bu mu diyelim. Hem doğru tarif ettiği için gurur duyar hem de korkmaz." diye kısa bir plan yaptı.

Yiğit'in gelme süresi gecikince Hakan huysuzlandı ve dudakları titremeye başladı. "Annem nerede?" diye fısıldadı karşısındaki iki kadına. Birbirlerine baktılar ama bir şey diyemedi polis de pedagog da.

"Anne..." diye fısıldadı Hakan ve yanakları ıslanmaya başladı.

Kiraz aynalı odadan çıkıp koşar adım yan odaya gitti ve kapıyı açar açmaz kendine koşan oğluna sarıldı. Küçük çocuk korkuyla titriyordu annesinin kucağında.

"Buradayım anneciğim. Gördüm ben hep seni. Yanındayım." diyerek teskin etti oğlunu Kiraz.

"Akın abi nerede? Akın abi de gelsin. Ondan başka polis istemiyorum ben." dedi hıçkırarak küçük çocuk.

Kapının önünde bekleyen Akın böyle bir yakınlık beklemiyordu. Kiraz'ın yanına diz çökünce "Ben de buradayım." dedi elini Hakan'ın sırtına koyup.

Hakan bir kolunu da Akın'ın boynuna sarınca üçü garip bir şekilde yan yana geldi. Kiraz bu durumdan çok rahatsızdı ama oğluna kıymaktansa susmayı tercih etti.

Hakan sonunda sakinleşince Akın çocuğu kucağına alıp ayağa kalktı. "Yeter bu kadar. Hakan'ı neden bunalttınız?" diyip odadakilere yalandan kızıp göz kırptı. Hakan bu kızmadan pek bir hoşlandı, savunulduğunu hissetti. "Gel Hakan, benim odama gidelim." diyip çocuğu kucağından bırakmadan merdivenlere yöneldi. Kiraz ve Yiğit de onları takip etti.

Akın'ın odasında, Hakan hâlâ Akın'ın kucağındayken hepsi birer koltuğa yerleşti. Kiraz içten içe oğlunu kıskanmıştı. O, onun oğluydu. Annesine sarılmalıydı!

MUHBİR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin