21- Soğuk Ölüm

2.9K 207 477
                                    

Hoş geldiniz ❤

"Neler yapmış size?" diye acı içinde inledi Akın bana sım sıkı sarılmışken.

"Bitirdi bizi. Yıllarımızı çaldı." dedim hıçkırarak.

Beni kapıya doğru götürmeye çalıştı. Halam o sırada o adamı odadan çıkarıyordu.

"Size bu adam gelemeyecek dedim! Bir cenaze daha istemiyorsanız gözümün önünden uzak tutun onu!" diye bağırıp çıktım evden.

Teyzem asansörde başıma siyah bir örtü örttü.

"Annemin mi?" dedim başımdaki şala sım sıkı sarılırken. Onun gibi kokuyordu, kenarını o işlemişti sanki, inci gibi.

"Sandığından çıktı. Sana yapmış." dedi. Daha sıkı sarıldım, kokusunu doya doya çektim içime.

Hastaneden alınmadan görmek isteyip istemediğimi sordu teyzem. Ölünün yüzü son defa neden görülür biliyor musunuz? Hani ölünün yüzü soğuktur diye bir laf var ya, o yüzden. Vedalaşmak, son defa bakmak değildir maksat. Geride kalanın bencilliği yüzünden açılır cenazenin yüzü.

Açılır ki o soğuk, ölüm değmiş, ruhu gitmiş yüz görülsün de geride kalan eskisi kadar acı çekmesin. Ölünün yüzü soğuktur, acınızı dindirir. Ben acım dinsin istemedim, ben kahrolmak istedim. Son defa görmeyi çok isterdim ama o cesareti de bulamadım kendimde. Bana buz gibi bir yüzle bakmasını, morarmış tenine dokunmayı tasavvur edemedim. Hep sıcacık gülümsemesiyle kalacak o aksini kabul etmedim.

Sonunda cenaze namazından sonra mezarlığa gelmiştik. Köyün içindeki mezarlığa defnedilecekti benim bir tanem. İster miydi acaba burayı? Bu kadar kötü anısı olan yeri. Bu konuları hiç konuşturmazdım ki ona, bilmiyorum.

Cenaze arabasından tabut alındı. Mezarın içine erkek kuzenlerim indi, açılan tabuttan beyaz kefene sarılı annemi çıkartıp koydular içine ve üstünü kapatmaya başladılar.

Dizlerimin üstüne çöktüm. Bağırmadan, kendimi paralamadan sessizce ağladım. Başında dualar ediliyorken ben sadece ağladım. Akın destek olup tekrar kaldırdı beni ama... Dermanım yoktu işte. Ruhumun üstüne soğuk topraklar atıldı.

İşte, herkes gittiğinde o orada yalnız başına kalakaldı. Köylü bir bir baş sağlığı dileyip ayrıldı. Sadece teyzem ve biz kaldık. Sonunda Akın'ın kollarından ayrılıp anneme gittim. Mezarının başına çöküp toprağı sevmeye başladım, onun ellerini okşar gibi.

Yanına kıvrılıp cenin pozisyonunda yattım.

"Çok özlemiştim ben seni. Kavuşmadan neden gittin?" diye fısıldadım.

"Sen cennette bir melek olunca, kızının tüm pis işlerini öğrendiğinde beni sevmeyi bırakır mısın anne?" dediğimde o kadar çok ağlıyordum ki göz hızamdaki toprağın yer yer ıslanmaya başladığını görüyordum.

"Sen cennette bir melek olunca, kızının tüm pis işlerini öğrendiğinde beni sevmeyi bırakır mısın anne?" dediğimde o kadar çok ağlıyordum ki göz hızamdaki toprağın yer yer ıslanmaya başladığını görüyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MUHBİR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin