+18 içeren bölümler vardır. Bölüm adı yanında belirtilmiştir.
-Bir gün ölürsem, günlüğümü okumadan
gömmeyin beni.
~~~
"Eyvah!" diye bağırdı taksici, adamın aracının halini görünce.
"Çek sağa! Yardım edelim!" dedim telaşla.
"Abla görmüyor musun? A...
Arkamı döndüğümde sesin sahibinin Akın olduğu daha da kesinleşti. Ses tonunu tanıyordum, hem de sadece birkaç defa duymama rağmen. Kazınmıştı aklıma.
"Efendim." diyebildim şaşkınca.
"Ya kusur bakma, daha önceden verilmiş bir sözdü. Yoksa ben seninle tanışmak istiyordum. Gerçi hâlâ istiyorum. Vaktin var mı?" dedi elini saçlarına götürürken.
"Kız arkadaşına ayıp olmasın..." dedim. Sesim mi titredi? Şu uyuşturucu satan adamlara, hatta patronları Uğur'a bile üstten bakan, ağzına geleni söyleyecek kadar patavatsız benim, Kiraz'ın... Sesim titredi.
"Hallettim. Senin için." dedi kaçak bir gülümsemeyle.
Ne diyeceğim? Bilmiyorum! Şaşkınca bakakaldım ona.
"Sabah görevdeydim. Açlıktan ölmek üzereyim, yemek yiyelim mi? Lütfen." dedi. Karnımdaki kelebekler bi' müsaade ederseniz abinizle bir şey konuşuyoruz. Keserim topunuzu!
"Tamam o zaman." dedim gülümseyerek.
Yakınlardaki Yusuf bu konuşmayı duymuş olmalı ki "Devrem kahve teklif etme, ona vakti olmuyor ama yemeğe hayır demiyor." dedi muzip bir sesle.
O kadar mahcup oldum ki alt dudağımı ısırdım utançtan. Yusuf'un kahve teklifini "İşim var." diyerek reddedeli birkaç dakika olmuştu sadece.
"Şaka şaka. Afiyet olsun size." dedi yine gülerek Yusuf.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Elimde benim arabamın anahtarı vardı. Onu gösterip "Bu ne olacak?" dedim.
Elini uzatıp nazikçe istedi anahtarı. Alınca da güvenlik kulübesindeki üniformalı memura ıslık çalıp kendine bakmasını sağladı. Memur bakınca çevik bir hareketle anahtarı ona fırlattı ve "Kiraz Göksu!" diye bağırdı.
Anlamadım ama gülesim geldi. Farkındaysanız hep gülesim geliyor...
Arabaya binince "Çok alık görünmezsem eğer, az önce ne yaptın?" diye sordum.
"Kayıtlardan adresini bulup arabanı kapına bıraksınlar diye kısa yollu bir emir verdim." dedi.
"Nereye gidiyoruz şimdi?"
"Zaten bir rezervasyon vardı aslında. Uzak Doğu lezzetleri sever misin? Oraya gidelim mi?"
"Olur, fark etmez bana." dedim. Ne uzağı ne doğusu? Yönümü kaybettim!
