Hoş geldiniz ❤
Artık pazartesi, çarşamba ve cumartesi olarak 3 gün yayımdayız!
Daha fazla patlama olacaktı. Biz ne kadar hızlanabiliyorsak o kadar hızlı uzaklaşmaya çalıştık. Tam o an çok gürültülü bir patlama oldu. O kadar büyüktü ki sesini duymasak da sırtımıza saplanan parçalardan hissettik patlamayı. Sırtımız mı? Sırtıma saplanmış bir şeyler vardı!
İyi ki yeteri kadar uzaktaydım, tehlikeli bir şey olduğunu sanmıyorum. Göz ucuyla Akın'ın sırtını kontrol ettiğimde onda hiçbir sorun olmadığını gördüm ve içim gerçekten rahatladı. Yine de canım yanıyordu.
Acıdan minicik bir inleme kaçtı ağzımdan ama şu an Akın her şeyden önemliydi. Keşke ben ölüp gitseydim de ona bir şey olmasaydı.
Arabayı arkamızda bırakıp biraz daha ilerlemişken ileriden gelen bir çift far umut ışığı oldu bana. Olanca gücümle "Yardım edin!" diye bağırdım.
Şükürler olsun ki araba tam yanımızda durdu. İçinden orta yaşlarda bir adam indi. "Ne oldu böyle?" dedi hayretler içinde arkamızdaki yanan arabaya bakarken.
"Kaza oldu. Ne olur yardım edin!" diye yalvardım adama. Hemen arka kapıyı açtı, Akın'ın yarasına zarar vermeden uzanmasını sağladık. Ben de diğer kapıdan binip Akın'ın başını dizlerime koydum.
Adam hemen arabayı çalıştırıp yola koyuldu. Dörtlüleri yakıp hızla en yakın hastaneye doğru sürdü.
Arkama yaslanamıyordum acıdan, koltukla aramda kısacık bir boşluk vardı.
Akın'ın bilinci kapanmak üzereydi. Yüzünü avuçlarımın arasına alıp onu uyanık tutmaya çalıştım.
"Akın! Duyuyor musun beni?" dedim telaşla. Rengi bembeyaz olmuştu. Kalbim sıkışıyor gibi hissettim.
Bir şey demedi ama çok hafif kafasını salladı onaylayarak.
"Az kaldı hastaneye. İyi olacaksın." dedim. Cevap vermedi, bana cevap vermesi gereken sorular sormam lazımdı biliyorum.
"Benimle konuşman lazım! Mesleğini söyle hadi bana." dedim ümitle.
"Polis." dedi sessizce.
"Yakınlarına haber vereyim mi? Telefonun cebinde mi?"
"Bulur onlar beni." acıyla yüzünü buruşturdu. Çok acıyordu canı.
Ne yapacağım diye düşünürken göz yaşlarım firar etmeye başladı. Çok şükür ki kısa süre sonra acilin önündeydik. Kapıyı açan sağlık görevlileri hemen Akın'ı sedyeye yatırdı ve yarasına göz attılar onu içeri taşırken.
Arabanın sahibi adam da ben de koşarak acile girdik ve Akın'ın alındığı odanın önünde beklemeye başladık.
Emre, seni mahvedeceğim. Elime geçme Emre... Ayarsız pezevenk!
Sağa sola volta atarken cam kapıda yansımamı gördüm. Siyah braletimle oldukça yalın duruyordum. Üstümdeki braletin siyahlığından kan izleri kıyafetimde belli olmasa bile omzumda, kolumda ve göğsümde kan izleri vardı. Akın'ın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUHBİR (Tamamlandı)
Action+18 içeren bölümler vardır. Bölüm adı yanında belirtilmiştir. -Bir gün ölürsem, günlüğümü okumadan gömmeyin beni. ~~~ "Eyvah!" diye bağırdı taksici, adamın aracının halini görünce. "Çek sağa! Yardım edelim!" dedim telaşla. "Abla görmüyor musun? A...