39- Pişmanlıklar

2.8K 201 125
                                    

Hoş geldiniz ❤

Bölüm şarkısı Emircan İğrek- Beyaz Skandalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm şarkısı Emircan İğrek- Beyaz Skandalım

Seni sevmek ne büyük suç
Seni sevmek ne büyük suç, ah-ah-ah
Seni sevmek ne büyük suç
Seni sevmek ne büyük suç

Herkesten duyuyorum hakkında
Ne kadar ağır şeyler
Ama sen duyma

Akın'dan...

"Kaç. Yangın merdiveni." diye fısıldadım. Bu şerefsiz ikimizi de öldürmeyi koymuş kafasına. Beni vurunca çıkan sesten sonra kaçmak zorunda kalacaktır, Kiraz da o sırada yangın merdivenlerinden kaçarsa eğer kurtulur. O kurtulmalı çünkü...

Beynim ne kadar kalbimdeki aşkı gölgelemek için sahte nefretler üretse de onun saçının teline zarar gelsin istemiyorum. Kaçsın, ben burada ölsem bile kurtulmak zorunda o.

Benim teklifime olumlu bakmış olacak ki geriye adım attı. Ben de koşabilsin diye ona sıkı sıkıya sardığım kollarımı gevşettim ve Emre'nin görüş alanı daralsın diye iki yanımda açtım kollarımı. Eğer arkamda kalmayı başarıp koşarsa o yangın merdivenine ulaştığında ben karşımdaki şerefsizle uğraşabilirdim.

Yapmadı! Lanet olsun gitmedi! Ben tekrar kollarımı ona sarmaya çalışırken çoktan önüme geçmişti. Öne doğru adım attım ki ateşlenen silahın sesi apartman boşluğunda yankılandı.

Kiraz'ın bedeni yere düşerken o şerefsiz bir el daha sıktı kıza. İşe gitmiyordum ki silahım yanımda değildi çekip vurayım onu. Koruma "Kiraz Hanım dışarı çıktı takipteyim." diyince ona yetişmek için çıktım apar topar.

Emre panikle ne yapacağını bilmez halde bakakalırken, Kiraz'ın naif bedeni yere yığıldı. Kolları yanına düştü, başı sertçe yere çarptı. Gözlerimi sımsıkı kapatıp bu anı görmemeyi dilerdim, çünkü ömrüm boyunca her saniye gözlerimin önüne gelecek gibiydi ama yapamazdım.

Gri mermerin üstü kanla boyanırken dizlerimin üstüne çöktüm. Dizlerim beni taşıyamadı, zaman ve mekanı kaybettim bir an.

Kiraz'ın başını kollarımın arasına aldığımda binadan çığlık atan insan sesleri uğultu şeklinde geliyordu kulağıma. Onun soluklaşmaya başlayan beyaz teni dışında her şey bulanıktı, her şey uğultuluydu ama o çok netti.

"Gidemezsin." diye fısıldadım göz yaşlarım üşüyen tenine düşmeye başladığında. Yüzündeki kocaman gülümseme orada dururken benim ellerim titriyordu. "Kiraz, yalvarırırım gitme."

Metal kapı gürültüyle açılınca "Başkomiserim!" dedi yerde yatan Kiraz'a bakan koruma.

Kollarımın arasında yüzünde cenneti bahşeden gülümsemesiyle küçücük kalmıştı. Ne yapacağım ki ben? Bu kadarı fazla değil miydi? Sevdiği kadını kaç defa kaybederdi bir adam? Ben zaten bir defa kaybetmiştim, kaybolan şey yeninden nasıl kaybolurdu?

MUHBİR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin