Gerçek Aras

696 37 8
                                    


      Bir gece kulübünün insanlardan uzak en karanlık köşesini kendisi için ayırtmıştı. Zaten karanlık olan ortamdaydı ama böyle karanlığın en ücra bölümünde daha da rahat ediyordu. Ne de olsa burada kimse onu rahatsız edemeyeceği için yüzündeki peçeyi çıkartıp oturabiliyordu. Kaç saattir oradaydı bilmiyordu. Zaten ne bir şeyi bilmek ne de görmek istiyordu. Elinde boşalan kadehe uzun uzun baktı sonra da onu önündeki masaya sert bir şekilde bıraktı.

Hâla öfkeliydi içki bile öfkesini bastıramamıştı. Aksine daha da körüklemişti. Öfkesi ise kendisineydi. Gazele yaptığı şey affedilir gibi değildi. Onu nasıl öldürmeye kalkışmış olabilirdi? Onu görmemeye dayanamazken kendi elleriyle nasıl yok etmeye çalışırdı. Nedeni çok basitti. Bu iğrenç haliyle ona gidemezdi ama Gazel'in hep etrafında olmasını istemişti. Bir şeyi unutmuştu. Gazel'in duygularının değişebileceği gerçeğini. Bu gerçek gündüz yüzüne çok acı bir şekilde vurulmuştu. Gazel bir başkasının çocuğuna hamileydi. Gazel'i çoktan kaybetmiş olduğunu fark etmek ağır gelmişti ona. Bir de Gazel'in iğneleyici sözleri iyice çileden çıkmasına neden olmuştu. Ama her ne sebeple olursa olsun Gazel'i o şekilde incitmeye hakkı yoktu. Bir kadın onu sevmiyor diye onu öldüremezdi. Hele ki o kadını hâlâ deli gibi seviyorsa.

Arkasına yaslandı ve derin bir nefes aldı. İçki kadehleri derdinin dermanı olamıyordu. Aklı hâlâ Gazelde idi. Ondan sonra neler olmuştu? Şimdi Gazel ne haldeydi merak ediyordu. Ona kendisini nasıl affettirecekti bilmiyordu. Kalbi acı içinde kıvranıyordu. Gözünün önünde Gazel'in hayali ve onun ellerinin arasındaki çırpınışı bütün gece aklından çıkmamıştı. Önündeki masaya eğilerek bardağına bir kadeh daha içki koydu ve bir yudumda içti. Boğazını yakan alkole aldırmadan yan tarafındaki peçesini yüzüne taktı ve bulunduğu mekanı terk etti.

Gecenin yarısı olmasına rağmen bulunduğu yerde hâlâ insanlar vardı. Rengarenk gece ışıklarının altında eğleniyor belki de onlar da Aras gibi dertlerini unutmaya çalışıyorlardı. Aras birkaç insan kalabalığının içinden etrafına bakmadan sıyrılıp gitti. Ne yapacağını bilemeden bir süre etrafına bakındı. Sonra da alışkın olduğu karanlığı özlediğini fark etti ve ana caddeden ayrılarak karanlık bir ara sokağa kendisini attı.

İçinde usul usul yürüdüğü karanlık sokak biraz olsun nefes almasını sağladı. Ne de olsa o gecenin ayazı idi. Karanlık onun bir parçası haline gelmişti. Sarhoş bedenini dik tutmaya çalışarak yürüyordu. Gözünün önünde Gazel'in hâyâli bir türlü gitmiyordu. O böyle dalgın dalgın yürürken önünde küçük bir grup hararetli bir şekilde bir şeyler konuşuyordu. Sesin geldiği yöne baktı kadınlı erkekli karışık bir gruptu. Adım adım onlara yaklaşırken aslında konuşma değil tartışma içinde olduklarını fark etti. Ama bu duruma aldırış etmedi. Ne de olsa onu ilgilendirmezdi.

Gruba yaklaştıkça söylenenleri de daha net duymaya başlamıştı. İçlerinden biri "Yan çizmek yok. Anlaştık ve bizimle geleceksiniz " diyerek küfürle karışık bağırıyordu.

Adamın küfürlerine aldırış etmeyerek aynı küfürbaz ağızla bir kadın sesi duyuldu "İstemiyoruz işte basın gidin!" diyerek dikleşmişti. Ama adamın vazgeçme gibi bir niyeti yoktu. "Bizimle geleceksiniz. Ya güzellikle ya da zorla!" diyerek elindeki bıçağı kadınlara doğru sallamıştı.

Aras, tam o sırada yanlarından geçiyordu. Bıçağı gördüğü zaman bir anlığına dursa da yoluna devam etti. Gece gece kimsenin belası olmak istemiyordu. Küçük grubun yanından uzaklaşmış tam başka bir ara sokağa girecekti ki o sırada bir çığlık sesi duydu. Bir kadın "yardım edin!" diyerek bağırıyordu.

Aras, arkasını döndü ve karşısındaki manzaraya baktı. Adamlardan biri kadınlardan birinin boğazına bıçağı dayamış küfürler savuruyordu. Diğer kadını da adamın yanındaki diğer adamlar tutuyorlardı. Yardım çığlığının sahibi de o kadındı. Zira diğer kadının korkudan konuşacak takati yoktu. Her ne kadar ara bir sokak olsa da tenha bir yer değildi. Apartmanlardaki ışıklar yanıyor. Birileri yanlarından geçip gidiyor, gördükleri manzaraya aldırış bile etmiyorlardı. Belli ki böyle manzaralara alışıktılar.

GECENİN AYAZI KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin