Gölge Adam

185 22 3
                                    


    "Unutmak istiyorum!" kelimesi dudaklarından sessizce dökülmüştü. Öyle ki bu kelimeyi bir tek kendisi duydu. Zaten bir tek kendisine itiraf edebilirdi bunu. Canı yanıyordu. Öyle bir acı hissediyordu ki kalbini söküp atsa kurtulacakmış gibi hissediyordu. Bu aşk denilen illetin mutlulukla bir ilgisi yoktu. Artık anlamıştı. Çünkü aşk ona hiç mutluluk vaat etmemişti. Beceremiyordu mutlu olmayı. Mutlu olmak ile aşık olmak arasında bir seçim yapması gerekiyordu. Seçim gecesi de galiba bu geceydi. Artık yol ayrımında idi ve bu yol ayrımı onu için için korkutuyordu.

Yıllar sonra o pakta oturmuş geçmişini düşünüyordu Gazel. İhanete uğradığında nedensizce kendini o parkta bulmuştu ve şimdi yine aynı yerde bu defa ağacın altına oturmuş hıçkırıklar içinde ağlamadan o ağacın hemen önündeki bankta oturuyordu. Derin bir nefes aldı ve gecenin bir yarısı onu bu parka yeniden getiren nedene baktı bir süre. Çünkü o nedenin sırtı ona dönük yarım saattir aynı noktaya bakıp duruyordu. Onun neden öyle perişan olduğunu biliyordu. Kendisi yüzünden o adam bu gece darmadağın olmuştu. "Hak ettin sen bunu" dedi ve yine bunu kendisi duydu. Zira o adam onu duyacak vaziyette değildi. Geçmişteki gerçeklerle yüzleşiyordu çünkü. Gazel'in yıllarca sakladığı ihanete uğramasına zemin hazırlayan gerçeği artık Yiğit de biliyordu ve ne yazık ki duyduklarına inanamıyordu bir türlü.

İki saat önce Yiğit konuşmak için Gazel'i aramıştı. Gündüz parktaki halleri ve Gazel'e söyledikleri sözlerden cesaret ederek yarım kalan konuşmasını yapmak ve Gazel den beklediği cevabı almak için buluşmayı istemişti. Gazel derin uykuya henüz yeni geçmiş olan oğluna göz ucuyla baktıktan sonra Yiğit'e telefonda konuşamayacaklarını ve mahallenin arkasındaki pakta buluşabileceğini söyleyip kapatmıştı.

Ev halkının uykuya dalışını fırsat bilip gizlice çıkıp gitmişti evden. Sonra da yıllar önce Yiğit'in onu aldattığı gece koşarak gittiği parka bu defa yürüyerek ve temkinli bir şekilde gidiyordu. Parka vardığında ise o ağacın önündeki bankın yanında kendisini bekleyen Yiğit'e baktı bir süre ve aldığı kararların ağırlığı ile usulca ona doğru gitmişti. Yiğit'in ışıldayan gözlerine inat Gazel'in gözleri kapkaranlıktı. Montuna biraz daha sarılarak "Merhaba Yiğit!" diyerek hemen kendini bankın üzerine atmıştı. Zira bedeni ayaklarını taşımaktan yorulmuştu.

Yiğit ise Gazel'in soğuk Merhabasına inat sıcak bir gülümsemeyle Merhaba! Diyerek onun yanına oturmuştu. Bir süre ikisi de konuşmadan öylece oturdular. Yiğit, usulca Gazel'e dönerek "Gazel ben geldiğin için teşekkür ederim. Sen yanımdasın buna inanamıyorum" diyerek gülümsemişti. Gazel bu gülümsemeyi görmedi. Çünkü o Yiğit'e bakmıyordu. Başını gökyüzüne kaldırdı. "Ayaz var bu gece!" diyerek istemsizce gülümsedi. Çünkü aklı bir an ona birilerini hatırlatmıştı. Bu hatıradan uzaklaşmak istercesine gözlerini hemen indirdi ve uzaktaki bir noktaya baktı. "Yiğit!" dedi. Sesi duygudan yoksun ve gece gibi ürperticiydi. "Artık gerçekleri bilme zamanın" diyerek yönünü Yiğit'e çevirdi. Yiğit ise Gazel'in gerçeklerden kastının ne olduğunu merak etmişti. "Hangi gerçekler Gazel!" dedi.

Gazel, acı içinde yan bir gülüş attı. "İhanetle ilgili gerçekler. Hatırla Yiğit! İhanet gecesini hatırla!" diyerek Yiğit'in gözlerinin içine baktı. Yiğit ise suçlu psikolojisi ile gözlerini Gazel den çekti. "Hiç unutmadım ki!" dedi. İçi acıya acıya. Her şey benim suçum. Üstelik bu suçun cezası çok ağır oldu. Ben ilk aşkımı, sevdiğim kadını kaybettim. O gece asla içmemeliydim. Seni aldatmamalıydım. O zaman sen de beni..." diyerek susmuştu. Sen de beni aldatmazdın diyemedi. Ama Gazel Yiğit'in imasını anlamıştı.

"Unutmaman iyi olmuş. Bir de sana o zamanları hatırlatmak zorunda kalmayacağım. Neyse asıl mevzuya dönelim. Sen beni aldattın bu bir gerçek ama iradeni kaybetmene neden olan şey sarhoş olman değil başka bir neden daha vardı." Diyerek derin bir nefes aldı. O iğrenç adamı hatırlamak vücudunda ürpermeye neden olmuştu. "O Cemil denilen adam!" dedi. Bir süre sustu ve ihanetle hiçbir ilgisi olmayan ve meçhul bir şekilde ölen bir adamın adını Gazel'in niye andığını merak etmişti Yiğit. Bu merakını gizlemeyerek Gazel'in gözlerine pür dikkat bakıyordu.

GECENİN AYAZI KALBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin