Zaman akıp giderken haber vermez insanlara. Bazen günlerin nasıl geçtiği hangi tarihte olduğunu anımsayamazsın. Biri size zamanı hatırlattığında gerçekten mi? Ne kadarda hızlı geçmiş zaman dersin şaşkın şaşkın. İşte öyle bir dönemden geçiyordu Gazel. Onun için artık günlerin ve tarihlerin bir anlamı yoktu. Hangi günde olduklarının bile farkına varmıyordu bazen. Hatta bir keresinde Pazar günü işe gitmek için hazırlanmış annesinin kendisini durdurmasıyla birlikte kendisine gelebilmişti. Her şeyi unutmak istiyordu. Yaşadığı acıları aklından ve kalbinden silmek istiyordu. Bunun içinde kendisini sadece işine odaklamıştı.
Bu aralar ilgi konusu patronu Aras beydi. Onu tanımaya çalışıyordu bu sayede işinde daha başarılı olabilecekti. Üstelik bu yeni hobisi zihnini toparlıyordu. Zaman zaman Yiğit aklının ucuna bile gelmiyordu. Patronunu yavaş yavaş çözmeye başlamıştı bile. Az çok nelerden hoşlanır, hangi mekanlara gider. Yemek tercihleri neler? Böyle durumlar için küçük bir ajanda hazırlamıştı kendisine. Patronu hakkında notlar alıyordu. Elindeki ajandasına Aras bey'in makarna sevmediğini ekledikten sonra ajandasını kapattı ve derin bir nefes aldı. Bir an onun hakkında şimdiden ne kadarda çok bilgiye sahip olduğunu düşündü. Patronu dışarıdan bakıldığında gayet sempatik, güler yüzlü ve kibar biriydi. Özellikle kadınlar içinse dikkat çekiciydi. Gittikleri her mekanda kadınlar adeta gözleriyle yiyordu patronunu. Ama ilginçtir patronu yüz vermiyordu kadınlara. Onlara karşı bir şekilde gülerken bile araya mesafe koymayı becerebiliyordu. Ama Gazel bu kadınları görmezden gelen adamın geceleri yalnız uyumadığını biliyordu. Bu duruma birkaç kez şahit olmak zorunda kalmıştı bile. Aras beyi sabah toplantılarını hatırlatmak için aradığı zamanlarda karşısına hep bir kadın çıkıyordu. İlk başlarda bu durum canını sıksa da sonuçta o adam sadece patronu idi o kadar. Hem unutmaya çalışsa bile o da o kadınlardan biri olmuştu üstelik. Tek gecelik ve değersiz bir insan. Patronunu gözünde böyle olduğuna emindi. Ama patronu asla bunu dile getirmemişti bile. Üstelik o ilk konuşmalarından sonra Gazele o gece hakkında tek bir kelime bile etmemişti. Unutup gitmişti o malum geceyi. Ama Gazel unutamazdı o geceyi. O gece değil miydi bütün hayatını alt üst eden.
Patronu ile ilgili önemli bir bilgiye daha sahipti Gazel. İlk başlarda Aras beyin iki veya üçüncü nesil zengin bir aileye mensup olduğunu düşünmüştü. Ama yanılmıştı. Aras bey genç yaşına rağmen bütün varlığını kendisi kazanmıştı. Ailesinden destek almadığını söylemişti Ediz bey bir defasında Gazele. Gazel de bu duruma biraz şaşmıştı. Nedense patronunun ailesinden hiç kimse ile tanışmamıştı. Aras beyin en yakını Ediz beydi. Bir de Ediz bey'in nişanlısı olan kız kardeşi Duru vardı. Onun da sadece adı vardı. Kızı bir defa bile görmemişti. İşin ilginç yanı Aras bey'in evine gidip geldiği zamanlarda bile aile resmine benzer hiçbir resme rastlamamıştı. Aile hayatı bir sır gibiydi. Aslında Aras bey kendisi büyük bir sır gibiydi. Gazel ona her baktığında farklı bir yönünü keşfediyordu onun.
Aras bey öfke kontrolü açısından çok yetenekli biriydi. Bir anda ateş küpüne dönen adam birkaç dakika sonra gülümseyerek yoluna devam edebiliyordu. Aras beyin o yönüne şahit olduğu zaman bir şantiyede idiler. Aras bey yeni diktireceği gökdelenlerle ilgili yanındaki çalışanlarla konuşurken Gazel de biraz uzağında patronunun işini bitirmesini bekliyordu. İşte tam o anda Gazel'in üzerine bir demir parçası düşmüştü. Gazel neler olduğunu anlayamadan kendini yere atmıştı sadece. Şansı yaver gitmişti de sadece sağ kolu çizilmişti o da kendisini yere attığı içindi. Demir parçası ona değmeden çoktan engellenmişti bile.
Gazel acıyan kolunu tutarak hayatını kurtaran adama bakmıştı. Aras elindeki demiri öfkeyle yere fırlatmış ve karşısındaki adama olmadık hakaretler yağdırıyordu. Adam hatasından dolayı mahcup boynu bükük bir vaziyette patronunun kendisini fırçalamasına izin veriyordu. Aras'ın ağzından çıkan en son kelime adama "kovuldun!" diyerek bağırması olmuştu. Adam da binlerce özürden sonra başı eğik bir vaziyette inşaat alanına doğru yürümeye koyulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN AYAZI KALBİM
Romanceİhanete uğrayan her kadın söyler bu sözü "Bunu bana nasıl yaptın?". Bu sözü genç kadında söylemişti. O adam ne demişti peki "sarhoştum!" Büyük aşkı bir içki şişesiyle unutulmuştu. Genç kızda unutmak istedi bütün her şeyi. Yüreğindeki yangını söndürm...